KAN DAVASI ve CONİCAN'LAR

 

24 ocak 2015 tarihinde Türk hava sahasını ihlal ettiği söylenen Rus jeti Türk jetleri tarafından vurularak düşürüldü. İki pilottan biri öldü.

24 ocak 2016 tarihinde Suriye kara sahası içerisinde Fırat Kalkanı operasyonu çerçevesinde Özgür Suriye Ordusuna destek veren Türk Birliğine Rus menşeili uçak ile henüz kesin değil ama Suriye Ordusu tarafından saldırı yapıldı. Saldırıda 3 şehidimiz ve biri ağır 10 yaralımız mevcut.

Basında birçok farklı yorum mevcut. Kimileri Rusya’nın işi Suriye’ye yaptırdığını söylerken, bazı yorumcular ise ABD’nin uçağı boyayıp vurma ihtimalinden bahsetmiş. Bir diğer görüşe göre de Suriye Esed rejimi Türkiye’nin El Bab ve Membiç saldırılarına cevap olarak bu saldırıyı gerçekleştirmiş olabileceğini iddia etmiş.

Sonuç olarak ülkemizde bu işin nasıl algılandığı gelen bilgilere göre değişebilecektir. Ruslar işin arkasında olmadıklarını ifade ediyor, Suriye biz değildik diyor. ABD ve AB ses vermiyor. Nato teknik destek sağlayıp fotoğrafları ortaya çıkaracak mı bilinmez.

Ama gerçek şu ki; 3 şehidimiz var. Suriye’de 2.000 km² ye yakın alanda kontrolü sağlamış durumdayız. Birliklerimiz sahada ve artık uçak ve füze tehdidi altında. Bu tehdit terör örgütlerinin tehditlerinden farklıdır. Sonuçta arkasında ve yanında bizzat sahada olan Rusya ve İran da Suriye Esed rejimi ile birlikte hareket ediyor.

Bu da tehdit seviyesinin çok daha büyük olduğunu ve sahada hava savunma sistemine ihtiyaç duyulduğunu açık olarak gösteriyor.

El-Bab yani kapı kolay açılacağa benzemiyor. Dayandığımız kapının arkasına Rusya ayağını, İran omzunu koymuş durumda, Esed ise aralanan kapı boşluğundan taş fırlatıyor bize.

ABD bu işi dışarıdan seyrediyor gibi dursa da o da kapının açılmasını istemiyor. Çünkü bu kapıdan girecek olan ÖSÖ ve Türkiye, Rakka’dan çıkacak gibi görünüyor. ABD ve AB’nin Suriye ve Irak için biçtiği kaftan bu değildi oysa.

Türkiye yaramaz çocuk gibi davranıp yapılan kumdan kalelerin üzerine basmış, tekme atmış ve her bir kum taneciğini geldiği yere geri gönderme peşine düşmüş. Türklerin bu yaramazlığı Conilerin canını çok sıkmış durumda.

Conican’lar ülkelerindeki seçim sonrası farklı bir rüzgârın etkisine de girebilirler belki ama bu bence zayıf bir ihtimal. Conican daima zorla almaya alışmış olduğu için normalleşme beklemiyorum.

İpin ucunu kaçırmadan çemberi oluşturmak istersek durum, Suriye’de sonuç olarak istenmeyen bir Türkiye var. Türkiyenin varlığı hiçbir süper gücün ve hiçbir terör gurubunun işine gelmiyor. O yüzden de hepsi birden bize saldırmaya devam edecek. Bugün kan davasını kullananlar yarın şalvar davası, öbür gün uçkur davası ile karşımıza çıkabilirler.

Yuları nefsinin elinde olan Conican gibiler başka türlü davranmayı bilmezler çünkü.

****

Avrupa Birliği Dondurma kararı aldı. Çok üzüldük mü?

Hayır, ülkemizin en az %50 si bu işe sevindi. Yol yakınken dönelim dediğimiz bir yol idi AB yolu.

Batı kulübü, Hristiyan Kulübü diye adlandırılan bir birlik.

Ama ülkemize karşı yönelen tüm tehditlerin arkasında duran, TERÖRİSTLERE silah, para, mühimmat, eğitim, ikamet ve daha bir çok desteği açıktan ve bizzat veren bir birlik.

Bunca yıldır AB ile gerekli alışverişi yapabildiğimize inanıyor muyuz, hayır. Onlar daha çok sattılar bize ürünlerini ve kültürlerini.

Ama Türkiye bundan böyle tecrübesini yani yediği kazıkların toplamını konuşturmalı müzakerelerde.

Aslında hiç başlamayan birliğe katılım müzakerelerini hiç başlamadığı yerde halının altına süpürmeli.

Ekonomik AYARLAR menüsüne girip ilk olarak ÖTV zammını yaptık bile. %45 olan ÖTV (öttürme vergisi) %60 a çıkarıldı. Bu da bmm, serçedes, davudi gibi ithal çok satan araçlara ince bir bariyer atamak anlamına geliyor.

Böyle böyle yola girecek ilişkiler. “Kanun ondur, dokuzu zordur” der büyükler. Avrupa gibi şarlo parlolar, Amerika gibi conicanlar başka dilden anlamaz. Anladıkları dilden konuşmaya başlamak için çok bedel ödedik. Bedel hafızamızı iyi koruyalım, yeni nesillere de aktaralım ki bedelini ödediğimiz bilgiler için tekrar ücret ödemek zorunda kalmayalım.

İkinci olarak dolar, Euro yerine altın kullanalım önerisi. Şahane hatta şahane ötesi bir cesur teklif.

ABD ve AB bunları duydukça kuduruyor ve Türkiye’ye diş biliyor. Adamların tekerine çomak sokuyoruz sürekli. Conicanlar bu üç kağıt düzenini oturtmak ve dünyayı 15 memeli inek gibi sağmak için 200 yıldır uğraşıyor bilmem kaç kıtada. Hatta moon kıtasına bile yatırım yapmışlar.

Ama başka çare de yok, olacak bu iş. Adamların ormandan ürettikleri paralarla dünyayı satın almalarına izin vermeyeceğiz. Ha bu arada kayadan üretilen altınla da izin vermemek gerek. Önemli olan şu ki; her daim kendimizi koruyup kollayacak güç ve kudrette olmalı ve ekonomik kurullarımız olağanüstü halle değil sıkıyönetimle çalışmalı.

Şirin sözlere aldanıp, süslü hediyelerle ruhunu satmamalı batılı ekonomi faşistlerine...............!

Selim Bilal