Cumhurbaşkanı bugünkü konuşmasın da diyor ki; “Faizin sebep enflasyonun netice olduğu kanaatindeyim. Bu konuda beni anlamayanlar er veya geç anlayacaklar. Enflasyon, yok hıyarmış yok salataymış bunlardan kaynaklanan bir şey değil. Ana sebep faizdir, faiz. Bunu öğreneceksiniz”

Türkiye 2016 eylül ayından bu yana ciddi bir ekonomik sarsıntı geçiriyor. Adeta kan damarları tıkandı beyne kan gitmiyor. İşsizlik, büyüme, faiz, döviz, enflasyon, cari açık, iç ve dış borç gibi tüm göstergeler KIRMIZI ALARM seviyesinde.

Tüm bu kötü gidişin sebebi sayın başkanın ifade ettiği gibi FAİZ midir acaba?

Yoksa başka kalemlerde mi aramak gerek gerçek sebebi!

Netice olan enflasyon artışı işsizlik, üretim ve sanayi endeksinin eksi bakiyesi hep faiz yüzünden mi? Eğer öyle ise faizlerin neden yükseldiğine de bakmak gerekmez mi?

Siz sadece merkez bankası vasıtasıyla faizleri dizginleyemiyorsunuz belli. Zaten bankanın böyle bir niyeti de yok. Merkez bankası ABD’ye mi Türkiye’ye mi çalışıyor anlamak mümkün değil.

Bu ayrı bir yazı konusu.

Ama bir realiteyi ortaya koymak gerek. Bugün ekonominin kötü gidişinin yegane olmasa da en birincil, en büyük ve en önemli sebebi Türk Parasının Değer kaybetmesidir. Diğer bir deyişle dövizde yaşanan devalüasyonlardır.

Bugünlerde herkes dolar ve euronun nerede duracağını soruyor birbirine.

Türkiye bir ithal cenneti ülke. Özellikle enerji girdileri neredeyse tamamı ithal. Yani dövizle almak zorundasınız. Yine bunun yanında sanayide, inşaatta, otomotivde ve tekstilde de ithal hammadde ve yarı mamul girdilerimiz çok yüksek . Bir nevi üretmek için bu kalemler olmazsa olmazlarımız. Hal böyle oluncu Türk sanayicisi ve esnafı ve hatta müteahhidi dövizle borçlanmak zorunda.

İşte asıl kontrol edilmesi gereken noktaya geldik. Döviz. Dövizin kontrol edilemediği bir türkiye sürekli fakirleşecek, insanı da sürekli ezilecektir.

Bugün en milli politikadan daha milli olan Türk Parasının yani Türk insanının mal varlığının, emeğinin değerinin korunmasıdır.

On yıllardır sömürülen türk emeği şimdilerde kazan kazan götürülür oldu.

Faizlerin bu denli yükselmesinin sebebi de dövizdeki artışlardır. Dövizler arttığı için 450 milyar dolar dış borcu olan Türk kamu ve özel sektörü sürekli nakit ihtiyacını karşılayacak fonlar oluşturmak zorunda kalıyor. Dövize olan ihtiyaç faizleri körüklüyor. Döviz ve faiz ise birlikte enflasyonu körüklüyor. İşte gerçek sebep budur.

Eğer sadece faize odaklanırsanız bu sorunu çözemezsiniz. Enflasyonu ve ülkenin kötü gidişini zapturapt altına almak için tek çare kontrollü kura geçmektedir. Gerisi fasa fisodur. Günü geçiştirmektir.

Eve giderken kazandığınız ve cebinize koyduğunuz 10 liranız sabah kalktığınızda 7 lira oluyorsa başka ne sebebi arıyorsunuz?

Türkiye nasıl ki coğrafi sınırlarını koruyorsa, ekonomik sınırlarını da korumak zorundadır. Parasının değerini koruyamayan bir ülke ekonomisini de coğrafyasını da koruyamaz.

Esnaf, sanayici, tüccar, müteahhitvei işçi, çiftçi, memur… Herkesin şu an yek bir ağızdan savunması gereken dövize müdahale edilmesi olmalıdır. Bu da piyasaya döviz sürerek olmaz. Kandırmayalım kendimizi. Bu ancak manipülasyonlara kapalı bir kur politikası ile olur.

Paradan para kazanma yani para ticaretini kontrol altına alıp sıfırlayamıyorsanız bu ülkeyi batağa sürüklenmekten kurtaramazsınız.

Sonuç olarak Trkiyede ekonomiyi düzeltmek için 1 hafta yeter. Yek kurları kontrol altına alıp vatandaşınıza güven vermelisiniz. Parasına güvenilmeyen bir ülkede yatırım ve istihdamdan bahsedemezsiniz. Ya da bunu yapamıyorsanız uğraştırmayın milleti euroya geçin olsun bitsin.