Öğrenci And’ı uygulamasını sona erdiren Yönetmelik değişikliğinin iptaline ilişkin Danıştay 8.Dairesinin kararı; gerekçesi, gerekçeyi oluşturan terminoloji, üreteceği sorun ve milletimizin geleceği açısından karşı bir duruşu zorunlu kılmaktadır.

DEĞERLENDİRME YAPMAK BİZİMDE HAKKIMIZ

Eğitim-Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu’nun 81 ilde örgütlü ve yetkili sendikası olarak; ülkemizin tarihi ve sosyolojisiyle barışık bir teşkilat olarak, eğitim alanına ilişkin bir yargı kararı hakkında değerlendirme yapmak herkesten daha fazla hakkımızdır.

İstiklal Marşı’nı yazdıran münbit ruhu, her biri ayrı yerden gelip Çanakkale’de cem olmuş, koyun koyuna yatan şehitlerimizin ne için orada yattığını anlamadan yapılacak her tartışma; milli birlikten sapmadır.

YİNE KARŞIYIZ

Kaderini milletinin kaderine bağlamış, milletin siperi neresiyse orayı kendine mevzii edinmiş, 28 Şubat’ta mazlum ve mağdurların sığınağı, başörtüsüne özgürlük eylemlerinin bayraktarı olmuş bir emek hareketi olarak dün vesayete karşıydık, bugün de aynı bilinçle yine karşıyız.

28 Şubat darbesinin mağduru, Millet iradesinin kaim, demokratik düzenin daim olması için ortak akıl mitinglerinde icracı, 17-25 Aralık yargı darbesi arayışının diri bilinci, 15 Temmuz ihanet gecesinin de direnen gücüydük.

HASIM VE HISIM OLANLAR ANLAYAMAZ

Dünden bugüne tutarlılığımızı ve bu ifadelerimizi; konjoktüre göre hasım ve hısım tayini yapanlar anlayamazlar.

Bir mahkeme kararı üzerinden toplumu ayrıştırmaya götürecek, insanları teste tabi tutacak kadar kontrolü kaybedenler, “Öğrenci Andı geri geliyor” serenadı yapanları makul görenler, “Vesayet dönemi diriltiliyor” uyarısını yapanları asla öteki ilan etme hakkına sahip değiller.

Bu ülkede yerlilikte, millilikte kimsenin distribütörlüğünde değildir. Kimin daha yerli olduğuna bakmak için barındırdığı sosyolojiye, kimin daha milli olduğunu anlamak için 15 Temmuz gecesinde ne yaptığına bakmak yeterli olacaktır.

MAHKEMENİN VERDİĞİ KARAR

Mahkemece verilen karar; siyasetten, ekonomiye, çalışma hayatından, eğitime her alanda yeniden bedel ödememize, toplum olarak aramıza ayrılık tohumları ekilmesine, birliğimizin bozulmasına, kardeşliğimizin zaafiyete uğratılmasına sebep olabilecek nitelikte kritik bir karardır.

Bu tür içerik ve uygulamaların, toplumsal dayanışmayı, ortaklaşma ve uzlaşmayı ne destekler ne de sağlar nitelikte olmadığını;1933’te başlayan uygulamaya rağmen her on yılda bir toplumsal çatışma gerekçesiyle darbeye maruz kalışımız, izaha gerek kalmadan ortaya koymaktadır.

Bu itibarla, Öğrenci Andına ilişkin yargı kararını da, bu kararın verilmesine yönelik talebi de, karar ve talebin kimi siyasi öznelerce kutsanma ya da sataşma gerekçesi yapılmasını da; vesayet odaklarının aradığı zeminin başlangıcı olarak görüyoruz.

FELAKET EŞİĞİ GÖRÜYORUZ

Türkiye’nin kendi tarihi üzerinde yeniyi kurmaya odaklandığı bir süreçte, şu veya bu gerekçelerle birilerinin vesayet ruhunu geri çağırma seanslarını,talebin yargı eliyle karşılanmasını; hukuk açısından rezalet,ülkemiz ve milletimiz açısından da felaket eşiği olarak görüyoruz.

Bizim bütün gayretimiz, eğitimin vesayetin tortularından bütünüyle kurtulması, yargı kararlarının vesayete suni teneffüs yapmaması, siyaset kurumunu etkisiz, siyaset öznelerini dirayetsiz hale getiren vesayetin fikri ve fiili zeminde yeniden hayat bulmamasıdır.

Bunları başarmak,bu olumsuzlukları tekrar yaşamamak için 81 İl’de açıklama yapmaktan, tüm ilçe ve beldelerde aynı anda açıklamayı okumaktan biz yorulmayacağız.Vesayet komutasının karşısında hazır ol’da durmaktansa;sivil,özgür ve demokratik bir ülke için yorulmak daha evladır.

EĞİTİM-BİR-SEN