Seçimler ve İhanet başlıklı köşe yazısında Ali Yılmaz Ergen, Atakum'da eski başkanlar Metin Burma, Adem Bektaş, İshak Taşçı dönemi ve seçimleri nasıl kaybettikleri ile ilgili analizler yaparak Cumhur İttifakı adayı Zihni Şahin'in ise seçimi kaybetmesinde daha öncekilerde olduğu gibi ihanet olduğunu yazmıştı.

Gazetede ki köşe yazısında "Son seçimde kim kimi desteklemiş, kim kiminle çalışıyor gözüküp nasıl yan gelip yatmış, partisini nasıl satmış biraz araştırıldığında gün gibi ortaya çıkacaktır. Sonucun yöntemi yine aynı; ihanet…" diyen Ali Yılmaz Ergen'in bu sözleri ile Atakum Belediyesi eski Başkanı İshak Taşçı'yı hedef aldığı gündeme gelirken, İshak Taşçı'nın söz konusu yazı nedeni ile Haber Gazetesi baş yazarı Ali Yılmaz Ergen'i arayarak, "Beni mi kastettin" dediği öğrenildi.

Haber Gazetesi baş yazarı Ali Yılmaz Ergen, gazetede yer alan köşesinde 'Taşçı'nın Telefonu' başlıklı köşe yazısında İshak Taşçı'nın kendisini aradığını yazarak, Seçimler ve İhanet başlıklı köşe yazısının genel bir yazı olduğunu kimseyi hedef almadığını yazdı.

Ali Yılmaz Ergen, Seçimler ve İhanet başlıklı köşe yazısı sonrası kendisini telefonla arayan Atakum Belediyesi eski Başkanı İshak Taşçı ile yaptığı telefon görüşmesini şu satırlarla aktardı.

TAŞÇI'NIN TELEFONU

Önceki gün ‘Seçimler ve İhanetler’ başlığı ile yazdığım yazıdan sonra çok arayan oldu. Anlaşılan o ki, okuyucularımızın yazıya rağbeti fazlaydı.

Arayanlardan biri de Atakum eski Belediye Başkanı İshak Taşçı idi.

İshak bey sakin ve efendi kişiliği ile tanınır. Biz de öyle biliyoruz. Ama İshak beyi aday olamayışı mı, yoksa sonrasındaki gelişmeler mi gerdi bilemiyorum. ‘Alo’ dediğimde, telefonun diğer ucunda gayet sakin ve nazik bir insan varken, saniyeler sonra o insan gitti, yerine agresif ve gerilmiş bir insan geldi. Son derece duygusaldı.

Belli ki yazıyı da okumamıştı. “Ali bey, beni beş-altı tane arkadaşım aradı. Ali Yılmaz Ergen bugünkü yazısında senin ihanet ettiğini yazmış dediler. Ben de sizi onun için aradım…” dedi.

Oysa yazıda kimsenin ismi zikredilmemişti ve genel bir yazıydı. İhanet tek kişiyle sınırlı olamaz. Bir kişi tek başına birine seçim kaybettirebiliyorsa, o kişi güçlü kişidir, büyük adamdır.

“Yazıyı okuyanlar beni arıyorsa, ihanet edenin benim olduğuma kanaat getirmişler ki, beni arıyorlar. Yoksa niye arasınlar. Siz beni mi kastettiniz?” diye sorunca, hayretler içinde kaldım.

Bir seçimde ihanet olmaz, ihanetler olur. Bir adayı tek kişinin ihaneti kolay kolay yıkamaz, ihanetler yıkar. Biz de o yazıda zaten ihanetlerden bahsettik. Atakum seçimi iyice masaya yatırılsın, incelensin, bakınız karşınıza neler çıkacak…

“Benim zerre kadar ihanetimi ispat etsinler, AK Parti’den hemen istifa ederim…” diyebilen, bu kadar iddialı konuşabilen bir adam, bu telefonu neden açma gereği duyar, bu algıya nasıl varır?

Üstelik yazıda kimsenin tek kelime bile ismi yokken…

Kişinin beyanı esastır…

İshak bey, ‘Ben zerre kadar ihanet içinde olmadım’ diyor.

Eyvallah…

Ama hala aynı algıyı taşımakta ısrar ediyorsa, o zaman; güçlü kişidir, büyük adamdır.