Toplantıda ilk olarak DSİ 7. Bölge Müdürlüğü Ziraat Yüksek Mühendisi Murat SARAÇ, 'Havzada yer alan illerin su koordinasyon kurulu toplantı sonuçlarının değerlendirilmesi' ile Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Zennube ALBAYRAK tarafından Havza koruma eylem planı kapsamında korunan Kızılırmak Deltası'nda Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı çalışmalar' ile ilgili olarak birer sunum gerçekleştirildi.
 
        Sunumların ardından Kırıkkale Valisi Sayın İlker HAKTANKAÇMAZ yaptığı konuşmasında, "Su bugün çok önemli kaynaklarımızdan birisidir. Ülkemiz su zengini bir ülke değil. Kızılırmak çok sayıda ili geçerek Samsun'a ulaşıyor. Kızılırmak'ın geçtiği illerde çok güzel çalışmalar olsa da, herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediği müddetçe arzu edilen başarıyı yakalamak zor olacaktır. Her il aynı kapasitede değil. Kızılırmak'a dökülen atıkların arıtılması konusunda belediyelerin yaptırımları uygulamasında biraz sıkıntı var. Bu toplantılarda hem alınan kararlarla bu konudaki bilinçler arttırılacak, hem de önerilen gündeme taşınmasıyla daha sonuç odaklı çalışmalar gündeme gelecektir."dedi.
 
        Sinop'a yeni atanndığını belirten Sinop Valisi Sayın Hasan İEPEK, "Bizim ilimiz sınırları içerisinde bulunan Boyabat Barajı Samsun'u büyük ölçüde koruyor. Diğer bütün illerden gelen fazlalıkları biz orada tutuyoruz. Bir de oraya biyolojik arıtma yaparsak siz bu işler için hiç uğraşmazsınız. Samsun'un suyu Boyabat Barajı'ndan geliyor. Boyabat Barajı'nı arıtırsanız Kızılırmak Deltası'ndaki sahillerde çalışmalar yapmak için uğraşmazsınız. Ben bunu DSİ'ye teklif ediyorum."dedi.
 
        Valimiz Sayın İbrahim ŞAHİN ise toplantıda yaptığı konuşmasında, “Biraz serzeniş gibi olacak ama bu toplantıda bazı valilerimizin belki iş yoğunluğu nedeniyle gelememeleri ama belediyelerden neredeyse hiç katılımın olmaması işin sanki bir ayağının eksik kaldığını gösteriyormuş gibi bir algı oluşturuyor. Acaba biz de gelip değerli vaktimizi burada öldürüyormuyuz diye de bir kanaate kapılmaya başladım. Halbuki, su hayattır. Suyu ne kadar çok muhafaza edersek, o kadar sağlıklı bir gelecek ortaya çıkacağını düşünüyorum.
 
       Kızılırmak Deltası'nın UNESCO sürekli listesine girmesi başta farkındalık sağlamaktadır. UNESCO Birleşmiş Milletlere bağlı bir örgüt. Kendi listesine giren yerlerle ilgili olarak çok ciddi bir tanıtım yapmaktadır. Bu da farkındalığı oluşturmaktadır. İster istemez insanlar bu tarafa yoğunlaşıyorlar. Tabi bunun da turizme çok büyük katkıları oluyor. Aslında bu toplantıyı Temmuz ayında yapmış olsaydık, Kuş Cennetinin bulunduğu yerde yapacaktık. Kuş Cennetini her birimizin görmesi gerekiyor. Samsun ‘a geldiğim günden itibaren kuş cenneti en çok emek sarf ettiğim yerlerden birisidir.

 
        Kuş Cenneti Samsun’un, Türkiye’nin, hatta dünyanın sahip olduğu birkaç güzel yerlerden birisidir. Kuş Cennetinde 352 tane kuş türü vardı. Geçenlerde 2 tane kuş türü daha görüldü. 354 tane kuş türü Kuş Cennetinde görülmeye başlandı. Türkiye’de ise toplam görülen kuş türü 400’dür. Yani bu 400 kuş türünün 354 tanesi bizim ilimizin içerisinde bulunan Kuş Cennetinde görülmektedir. Burayı ileriki yıllarda arzu ettiğimiz şekilde yönetebilirsek milyonlarca turisti ilimize çekecek yerlerden birisi olacaktır. Onun için biz orada av yasağını getirdik. Kaçak yapılarla mücadele ediyoruz. Oralarda güvenlik tedbirlerini artırdık. Kuş Cenneti 555 bin dönümlük bir alandadır. Kuş Cenneti bir dünya mirası olması hasebıyle korunmaya alındı. Kuş Cennetinin UNESCO listesine girmesinin bir başka faydası da sahiplenmesi anlamına gelmektedir. Bir başka faydası da finansal destek sağlamaktadır. UNESCO’nun yılda 4 milyon dolarlık bir bütçesi var. Bu bütçeden eğer uygun bir çalışma geliştiriliyorsa onlardan bir finans temin ediyorsunuz. UNESCO listesine girmek için hep beraber bir mücadele verdik. 
 
        Bu gün burada Kızılırmak havzası dolayısıyla bu toplantıyı yapıyoruz. Bu çalışmalar 2010’lu yıllarda başladı. Hem kuraklıkla, hem de su kaynaklarının aslında korunması konusuyla mücadele yapılıyor. Katı atıkların yönetimi konusunda çok ciddi gayret sarf edilmesi gerekmektedir. Eğer biz nehirlerimizi, deltalarımızı ve su havzalarını koruyamazsak, denizdeki suyu içemiyorsak suyun olması hiçbir şey ifade etmemektedir. İleri biyolojik arıtma tesisimiz var. Samsun'da ciddi bir arıtma yapılıyor. Bu da Samsun'da hiçbir atığın denize gitmediği anlamına geliyor. Bazı barajlar bir takım atıkların buraya gelmesini önlüyor. Ama kimyasal kirliliğin önüne geçmek mümkün değil. Onun için başta biz yöneticiler olmak üzere ama işin esas sorumlusu olan DSİ belki bu konuya daha duyarlı olurlar diye düşünüyorum.” Ben bu toplantının hayırlı olmasını diliyorum. Hepinizi sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.”dedi.
        
        Toplantıya ayrıca, DSİ 7. Bölge Müdürü Ahmet KANIK, SASKİ Genel Müdürü Kamil DEMİRCİOĞLU, ilgili kamu kurum ve kuruluş temsilcileri katıldı.