Samsun'da FETÖ'den tutuklu Sahil Güvenlik Karadeniz eski Bölge Komutanı Murat Özer, 15 Temmuz gecesi ile ilgili mahkemede şok edici itiraflarda bulundu.

Samsun'da Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine yönelik soruşturma kapsamında aralarında eski Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanı Kıdemli Albay Murat Özer'in de yer aldığı 11'i tutuklu 13 sanığın yargılanmasına başlandı.

Samsun 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar eski Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanı Kıdemli Albay Murat Özer ile emekli Albay Hakan Kaya, Kıdemli Yüzbaşı Mert Küçük, Teğmen Murat Tuğrul Tekin, Astsubay Çavuş Halil Çiftçi, Astsubay Çavuş Mustafa Kesenek, Yüzbaşı Hüseyin Baş, Astsubay Kıdemli Başçavuş Hasan Hüseyin Yılmaz, Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömür Yolcu, Astsubay Çavuş Mehmet Çaycı, Üsteğmen Ömer Binici ile tutuksuz sanıklar Astsubay Kıdemli Üstçavuş Tayfun Yılmaz ve Astsubay Çavuş Furkan Kara ile avukatları katıldı.

15 YILA KADAR HAPİS

Sanıklar için "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye, düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs", "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs", "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet, "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan da 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezaları istenen davanın ilk duruşmasına sanıkların savunmaları alınarak başlandı.

Sanık Özer, savunmasında 2014'te Samsun'a atandığını belirerek, 15 Temmuz gecesi evinde istirahat ettiğini, saat 22.30 sıralarında Hareket Şube Müdürü Albay Hakan Kaya ve İstihbarat Şube Müdürü Yüzbaşı Süleyman Ercan'ın kendisini aradığını anlattı. Özer, "İstanbul ve İzmir bölgesinde personelin birliklerine çağrıldığını, hareketlenmeler olduğunu ve bizimle ilgili bir şey olup olmadığını, bize bir şey gelip gelmediğini sordular. Ben de bana ulaşan bir şey olmadığını söyledim. İstirahatime devam ettim. 23.45 sıralarında Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Hakan Üstem beni aradı 'Silahlı Kuvvetler yönetime el koydu, biz askeriz gereğini yapacağız' dedi. Ben de askeri litaratür çerçevesinde 'emredersiniz' diyerek sivil kıyafetle özel aracımla karargaha gittim." diye konuştu.

Murat Özer, ifadesine şöyle devam etti:

"Karargaha vardığımda Albay Hakan Kaya ile görüştüm. Bana neler olduğunu sordu? Ben de bilmediğimi söyledim. Kendisi ile odamda görüşürken bildiğim kadarıyla 0.12 sularında yüzbaşı Mert Küçük geldi. 'Ankara'dan Sahil Güvenlik Komutanlığı Hareket Merkezinden telefon geldiğini, Emir Nazlı isimli bir binbaşının aradığını, komutan ami̇rali̇n (Hakan Üstem) emri̇ olduğunu, elimizdeki bot ve gemilerin ivedilikle sefere çıkarılması gerektiğini, liman giriş ve çıkışlarının deniz hudut kapılarının kontrol edilmesini' ifade etti. Yazılı emrin daha sonra geleceğini söyledi. Ben de Ankara'dan gelen emri̇ rutin bir emir gibi personele iletmelerini bot ve gemilerle sefere çıkmalarını söyledim. Mert Küçük hareket merkezine giderek emri oradaki görevlilere iletti. Samsun'dan TCSG-30 numaralı nöbetçi olan botu kaldırmasını söyledim. Onda silah yoktu. Ankara'nın emri Sinop ve Fatsa Bot Komutanlıklarına iletilmiş. Dost Gemisi ve birliğimizdeki 3 gemiye talimat vermedim. Yazılı emir saat 01.08'de Ankara'dan çıktı, bizim sisteme 01.15'te gelmiş. Bana getirilişi 01.20 ya da daha sonradır. Yazılı emri görünce bir terslik olduğunu anladım. Ben emri getiren görevliye, Hakan Kaya ve Süleyman Ercan'a götürmesini söyledim. Onların da değerlendirmesini istedim. Bu emrin kanuna aykırı olduğunu kararlaştırdım, botlara geri dönmeleri emrini verdim. Ankara ile bundan sonra kesinlikle temasa geçmemelerini sadece bizimle irtibatlı olmalarını söyledim. Hakan Üstem'in bizi aramasını anlamlandıramıyorum. Çünkü sahil güvenliklerin darbeye iştirak edecek güç ve kabiliyeti yoktur."

Hakimin, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Mehmet Şükrü Eken ile görüşüp görüşmediği yönündeki sorusu üzerine sanık Özer, "Telefonla görüştük. Eken, bana 'yazılı emir gelip gelmediğini sordu' Geldiğini söyledim. Ben onun sıkıyönetim direktifinde olduğunu bilmiyordum. Başkaca bir görüşmem olmadı." yanıtını verdi.

Sanık Özer, ifadesini şöyle sürdürdü:

"Hakan Albay, merakından dolayı olup biteni anlamak için Trabzon Deniz Komutanlığından sıkıyönetim direktifi istedi. Sistem üzerinden bize atmışlar. Ne olup bittiğini anlamak için bize bağlı Trabzon Sahil Güvenlik Grup Komutanlığından Hakan Kaya vasıtasıyla sıkıyönetim direktifini getirttirdik. Bizim Sahil Güvenlik Komutanlığımıza adresli orayı muhatap alınarak gelmiş bir emir değil. Orada yanyana bir deniz komutanlığı var. Deniz Komutanlığına iletilmek üzere biz onların haber merkezi nöbetini de tutuyoruz. Mesajlar ortak bize de geliyor. Direktifi ben ve Hakan Albay haricinde kimse görmedi."

Ankara'dan kendisinin de aşılarak bağlı birliklerin arandığını ifade eden Özer, "Ankara'dan, bot komutanlarının beni aşarak arandığını öğrendim. 'Mühimmatın yüzde 10'unu patlatarak karargaşa çıkarmaları istenmiş' Ankara ile irtibatlarını kesmelerini söyledim." diye konuştu.

Özer'in ifadesinin tamamlanmasının ardından savunmasını yapan diğer sanıklar da suçlamaları kabul etmedi. Mahkeme heyeti, sanıklar Kıdemli Yüzbaşı Mert Küçük, Astsubay Çavuş Mustafa Kesenek ve Astsubay Çavuş Mehmet Çaycı'nın tahliyesine karar vererek, duruşmayı 27 Kasım'a erteledi.