Türkiye’nin, içerde ve dışarıda çok ağır sorunlar ve tehlikelerle karşı karşıya bulunduğunu ifade eden Usta, “2015 yılında tartışma, gerilim ve kutuplaşma ile girilen seçimlerinden sonra huzur ve kalkınma bekleyen aziz milletimiz, o günden bu yana derin bir hayal kırıklığı yaşamaktadır. Terör örgütleri milli bekamıza arka arkaya suikast düzenlemeye devam ediyorlar.20 Temmuz 2015’den bu tarafa kanımız akıyor, canımız yanıyor. Türk milleti varlığını muhafaza etmek için ağır bedeller ödemeye devam ediyor” dedi.

 

“Yeni Bir Toplumsal Sözleşme Şart”

Usta, “FETÖ, devlete tutunarak, devlete sızarak, yine devleti çökertmek istemiştir. 15 Temmuz bir işgal teşebbüsüdür. Türk devletinin milletiyle birlikte tarihten silinmesi vahim bir plan olarak devrededir ve bu tehdit geçmemiştir, uygun zamanın gelmesi için beklemeye alınmıştır” diyerek bu maksatla, Türkiye’nin yönetim yapısını sakatlayan, kriz ve kaosu derinleştirme ihtimali taşıyan hükümet etme sistemindeki karmaşa ve fiili dayatmanın yeni bir toplumsal sözleşmeyle giderilmesinin ön şart olduğunu vurguladı.

      Geniş yetkilerine rağmen neredeyse hiç sorumluluğu bulunmayan Cumhurbaşkanlığının orantısız güçlenerek yürütmenin iki başlılık arz etmesine neden olduğunu söyleyen Usta, “Dün milli ve üniter devlet yapımız tartışılıyordu. Başkanlık, özerklik, özyönetim pazarlıkları gündemdeydi. Bu gün ise MHP; federatif yapıyı esas alan bir başkanlık sistemi, rejim değişikliği ve bölünme gibi ihtimalleri tamamen ortadan kaldıran bir süreci başlatmış, hatta sonlandırmıştır. Bu yüzden biz MHP olarak Türkiye’nin diriliş ve toparlanması için şahsa veya partiye değil, Türkiye’ye evet diyoruz” dedi.

 

“Tek Adam İddiaları Asılsız ve Mesnetsizdir”

   Milletimiz 16 Nisan’da bir parti, bir şahıs, bir fikir, bir siyaset değil; önüne koyulan anayasa değişikliğini oylayacak, kendi geleceği hakkında bir karar verecektir, diyen Usta, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle, Türkiye’nin yönetim yapısı netleşirken, kuvvetler arasındaki ayrımın da olması gereken kulvara geleceğini söyledi.  

Usta, “Tek adama dayalı dikta ve otoriter bir rejim çıkacağı yönündeki iddialar, hem mevcut sistemdeki sorunları göz ardı eden, hem de yeni sistemin getirdiği denge ve denetim mekanizmalarını görmezden gelen asılsız ve mesnetsiz iddialardır. Yeni anayasayla birlikte, Cumhurbaşkanına cezai sorumluluk yüklenecektir. Böylece yürütme; yasama ve yargı karşısında hesap verebilir hâle getirilecektir” dedi.

Usta,  Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin kanun gücünde olmayacağını ve Meclisin yasama yetkisinin güvenceye alınacağını da vurgulayarak HSYK’nın yeniden yapılandırılarak yargıda kutuplaşma ve illegal oluşumların sızmasına zemin hazırlayan yapının da ortadan kaldırılacağını sözlerine ekledi.

Son olarak, referandum bahanesiyle kutuplaşmanın şiddetlenmesini doğru bulmadıklarını ve evet diyen, hayır diyen herkesin kararına hürmetkâr olduklarını belirten Usta, “Evetle Türkiye kazanacak, millet kazançlı çıkacak, Türklüğün gurur ve şuuru, İslam’ın ahlak ve fazileti yeni bir ruhla Türkiye’nin prangalarını sökecektir. “Millet için evet, devlet için evet, Cumhuriyet için evet, Türklüğün bekası için, elbette Türkiye için evet diyoruz” diyerek sözlerine son verdi.