TEK BAŞ- ÇİFT BAŞ POLEMİĞİ

Kimileri C tipi Başkanlık sistemi ile devlet idaresinden çift başlılığın kalkacağını iddia ederken, diğer düşünceyi savunanlar ise bu tip bir sistem ile demokrasinin bir nev'i askıya alınmış olacağını iddia ediyor. 

Gerçekten bu sistem çift başlılığı ortadan kaldırıyor mu? Çift baş nedir?

Başın biri Cumhurbaşkanı ve diğeri Başbakan olmaktadır. Kastedilen başlar bunlardır.

Başbakan bir partinin genel başkanı ve bir milletvekilidir. Bu başbakanı millet sandıkta belirlemektedir. Teamül gereği Cumhurbaşkanı hükümeti kurmakla genellikle 1. partinin genel başkanı olan milletvekilini görevlendirmektedir.Bu güne kadar böyle idi. 

Seçilen Başbakan  isterse dışardan veya meclisten kabineyi oluşturmaktadır. Daha sonra oluşan kabine Cumhurbaşkanı tarafından onaylanır ve sonrasında göreve başlarken meclisten güvenoyu alması gerekir. Meclisten güvenoyu alamayan hükümet, Cumhurbaşkanı tarafından atanmış olsa dahi göreve başlayamaz.

Yani mevcut sistemde asıl belirleyici olan MECLİS'tir.

YENİ SİSTEMDE MECLİSİN HÜKÜMETİ DENETLEME GÖREVİ KALDIRILIYOR

Başbakanlık müessesesi ortadan kaldırılıyor. 


Yapılan Anayasa değişiklikleri ile artık hükümet etme yetkisi tamamen Milletin seçtiği Cumhurbaşkanına verilmektedir. Cumhurbaşkanı seçilen kişi, ister meclisten isterse meclis dışından olmak üzere Devletin ve Hükümetin yani yürütmenin başı olarak kabinesini kurar. Kabineye eğer milletvekillerinden tercih yapılmış ise, o kişilerin milletvekillikleri düşer. 

Cumhurbaşkanı tarafından kurulan hükümet kimseden güvenoyu almaz. Başka bir kişinin de onaylamasına ihtiyacı kalmamaktadır. Bu şekilde Cumhurbaşkanı tarafından kurulacak hükümet göreve direkt olarak başlar.

Meclisin en önemli göevlerinden biri olan hükümeti denetleme görevi bu şekilde meclisin elinden alınmış olur. Meclis artık hükümeti güvenoyu veya başka bir şekilde denetleyemeyecektir.

MECLİSİN ÇIKARDIĞI KANUNLARI KİM ONAYLAYACAK?

Mevcut sistemde meclisin çıkardığı kanunları Cumhurbaşkanı onaylamakta idi. Cumhurbaşkanı dilerse onaylar dilemezse iade eder ve tekrar görüşülmesini talep edebilir. Ama bu Cumhurbaşkanı hiçbir partiye mensup olmayan tarafsız bir Cumhurbaşkanı idi.

Yeni sistemde meclisin çıkardığı kanunları kim nasıl onaylayacak? Cumhurbaşkanı artık başbakan olduğundan yani yürütmenin başında olduğundan, meclisin çıkardığı yasaları yani yasama faaliyetlerini fiilen denetleme yetkisi de kaldrılmış olması gerekiyordu. Oysa böyle birşey olmadı. 

Meclisin çıkardığı kanunları hükümetin yani yürütmenin başı onaylayacak. 

Yani fiili durum olarak şu ortaya çıkıyor; Meclis hükümetin istemediği herhangi bir kanunu çıkarıp meclisten geçirse bile bu kanunun yürürlüğe girmesi mümkün olmayacak. fiilnen meclis sadece hükümetin yani Başkanın istediği yasaları çıkarabilecek.

Çıkarılan yasaların Anayasa mahkemesine götürülme yetkisi de genel olarak Başkana veriliyor. Meclisin de böyle bir yetkisi var ama her ikisi de bu yetkiyi kullanmanın anlam taşımadığı bir eylem haline dönüştüğünden bu fiili kullanmayacak. 

Yargı yani Anayasa Mahkemesi üyelerinin de büyük çoğunluğu Başkan tarafından atanacak. Bir Kısmı da meclis tarafından. 

Dolayısıyla Başkanın istemiş olduğu kanunlar meclisten çıkarılacak, çıkan kanunları anayasa mahkemesine kimse götürmez ama velev ki götürüldü, oradan da farklı bir ses çıkması mümkün olmayacak.

Yani Yeni Sistemin Asıl Belirleyicisi C.BAŞKANI olacaktır.


Mevcut sistemde meclis milletin ihtiyaçlarına göre yasa çıkamakta iken, Yapılacak değişiklik ile meclis hükümetin ihtiyaçlarına göre yasa çıkaracak gibi duruyor. Bu durumda hükümet milletin ihtiyaçlarını göz bebeği yaptığı sürece problem yok, ama bunun dışına çıkılırsa sorunlar dağ gibi olabilir.

Yeni sistem partinin başındaki kişinin Başkan olmasına müsade ediyor. Yani aday partisiyle birlikte seçime giriyor. Hem meclisi oluşturuyor hem hükümeti.  Böylece Meclisin üzerinde TARAFSIZ ve BAĞIMSIZ
 bir denetmen güç kalmıyor.

Yasama, Yürütme, Yargı tek merkezden idare edilecek. 

Partisiyle seçime girecek başkan adayı seçiliyor, partisi de ezici çoğunluğu sağlamış oluyor. Başkanlık ve meclis bir partinin ve onu idare eden Başkanın kontrolüne giriyor. Yargı üyelerini de Başkan ve Meclis seçiyor. Yani yargı da Başkanın kontrolüne giriyor. Başkan valileri, rektörleri, Genelkurmay başkanını da atayacak. yani Devlet de Başkanın kontrolüne giriyor.


YENİ SİSTEMDE SİSTEMİN TÜMÜNÜ KİM YA DA KİMLER DENETLEYECEK?

Birçok kişinin kafasındaki en önemli soru ise "tüm bu sistem taşlarını kim denetleyecek" sorusudur.

Devletin tüm güçlerini yani yasama, yürütme, yargı güçlerini Başkanın kontrolüne verdiğimizde Başkanın kontrolü kimler tarafından sağlanacak?

Yeni sistemde bu yetki meclise veriliyor. Ancak bu öyle kolay değil. Mecliste 5 te 4 çoğunluğa sahip olabilirseniz ancak bu denetim gerçekleşeilir. Yani 480 milletvekilinin el kaldırması gerekir. Bu da fiilen mümkün değildir çünkü zaten meclisin ezici çoğunluğu başkanın partisinden olmaktadır. Dolayısıyla meclisin  kağıt üzerinde denetleme yetkisi var gibi gözükse de aslında böyle bir yetkisi olmadığı anlaşılıyor.

Geriye kalıyor bir tek seçimler. Yani Millet yapacak denetimi. Peki yapabilecek mi? Bakalım

Seçimler yeni sisteme göre beş yılda bir yapılacak. 

Ama ince bir nokta var. C. Başkanı eğer lüzum görürse meclisi Feshetme yetkisine sahip. Eğer 4. yılında bu yetkisini kullanırsa 3. kez aday olabilme yetkisine de sahip. Böyle olunca bir başkanı milletin oylarıyla sorgulayabilmesi için en az 5+4+5 yani 14 yıl beklemesi gerekiyor. Bu en az. Eğer başkan 2. kez meclisi fesederse bu taktirde 5+4+4+5 yani 18 yıl sonra seçmen mevcut başkanı değiştirebiliyor.

Uzun lafın kısası " Bu Millet Her Şeyin Farkında"

Evet ya da hayır demenin yani her iki tercihin de erdemli bir seçmen için onurlu bir seçim olduğuna inandığımdan bu konuyla ilgili tüm yakıştırmaları da çirkin ve az gelişmişlik olarak görüyorum.

İnsanları evet ya da hayır dediği için hain vs. ilan edenlerin yeterince akıllı olmadıklarından, fikir üretme kabiliyeti olmadıklarından ve bu fikirlerini anlatabilme sabrına sahip olmadıklarından böyle davrandıklarını düşünüyorum.

Eğer öyle değilse başkaca bir çıkarları veya kaybedecek çok fazla bağlantıları olduğundandır.

Referandum sonuçları evet çıkarsa yeni sistemin nasıl uygulandığını ve aksaklıklarını hep beraber göreceğiz. Hayır çıkarsa bu sefer de mevcut sistemin eksikliklerini , yanlışlarını daha gür sesle ortaya dökeceğiz. 

Öncelik Vatana sahip çıkmak ve vatanın gerçek sahibi olan milletin demokratik haklarını korumak olmalıdır.

Selim Bilal