Samsun'un Çarşamba ilçe Belediyesi Başkanı Halit Doğan, Çarşamba Ovasına yapılacak Biyokütle Santrali ile ilgili sosyal medyada kendisine yönelik yapılan hakaret ve küfürleri Allah'a haval ettiğini açıkladı.

Biyokütle Enerji Santrali ile ilgili sosyal medyada paylaşılan görüntülerde nükleer santral ve termik santral fotoğraflarının yayınlandığı belirten Çarşamba Belediye Başkanı Halit Doğan, şunları dile getirdi.

"Bazı arkadaşlar açıklama yap dediler. Vali, Büyükşehir Başkanı açıklama yapmadan benim açıklama yapmam doğru olmaz diye düşündük. Valimiz bir açıklama yaptı, ardından Büyükşehir Belediyesi Başkanımızda bir açıklama yaptı. Tarım arazisi niteliği kalmamış bir arazi burası. Mustafa başkan şöyle söyledi. Batı Çevre Yolunu konuşuyoruz bu yolu tarım arazilerinden geçirmeyecek miyiz. O zaman yolda yapmayalım. Bende bir şeyler ifade etmek istiyorum. Ben yüzde 75 oy almış bir kardeşinizim. Eğer bu işin halkımızın zararına olacağına dair içimde en ufak tereddüt olsa hiç kimseyi dinlemem ben bunun karşısında olurum. Siyasi bir gelecek kaygısı olan birisi değilim. Bu konu bilimsel tartışılmıyor tamamen siyasi tartışılıyor. İsveç enerji ihtiyacının yüzde 25'ini biyokütle enerji santrallerinden karşılıyor, hedefleri yüzde 40'a ulaşmak. İnsanlara önce şu fotoğrafları gösterdiler, nükleer santral bacalarını gösterdiler. İnsan bunu görünce korkar istemez. Sonra termik değilmiş biyokütle dediler. Gerçekte kurulacak olansa, bacası evlerimizdeki kaloriferin bacası gibi. Dediler ki Terme kabul etmemiş Çarşamba kabul etmiş. Terme'de şuan bin megavatlık fosil yakıtla çalışan doğagaz santrali var. O gün AK Parti il başkanı, milletvekilleri kömürle çalışan santral istemiyoruz dediler, Belediye başkanı istemediği için yapılmadı diye bir şey yok . Şimdi herkes siyaseten bir karşılık bulmaya çalışıyor. Yalan çok hızlı yayılan bir şey. Devletin ilgili kurumları bununla ilgili açıklama yaptı. Devletin kurumları bunun zararı yok diyor. Ben iyi niyetle tereddüt yaşayanları anlıyorum. Kafalarında soru işaretleri oluşmasını da anlıyorum. Ancak biz Türkiye Cumhuriyeti kurumlarına inanmak zorundayız. Bilimsel olarak bunu tartışsınlar. Buna rağmen bazıları gündem olmaya çalışıyor. Şahsımla alakalı meclis üyeleri ile alakalı, edep dışı tüm değerlendirmelerini Allah'a havale ediyorum hakkımı da helal etmiyorum. O kadar kötü galis küfürler var ki. Herkes Allah'a hesap verecek."