HİÇ


Bürokrasiyi milletin başına bela edenler duymalı.

Hayat daha çekilir, yaşanır ve düzenli olsun diye çıkarılan kanunlar, yönetmelikler ve mevzuatlar bürokrasinin eline düştüğünde nasıl oluyor da 180 derece terse dönüverip çekilmez, yaşanmaz ve adım atılmaz bir hayatın neşet sebebi haline dönüşüveriyor?

Bu işte bir yanlışlık var arkadaş. Millet nizamı sağlamak için kendi eliyle kurdurduğu düzenin esiri oluyorsa bu işte bir yanlışlık var.

İş yapmanın imkânsız hale getirildiği bir bürokratik oligarşi ile karşı karşıyayız.

Çözüm üretmesi için geliştirdiğimiz, desteklediğimiz siyaset kurumu ise bürokrasinin elini güçlendirmekten başka bir iş yapmıyor.

Toplum düşmeyen bilgisayar sistemlerinin, raporu bir türlü bitmeyen memur ve memurelerin, yıllık izin, aylık izin ve günlük izin peşinde koşmaktan çalışmaya fırsat bulamayan kamucuların ardını beklemekten haşat oldu.

Eskiden kurumlara gittiğinizde karşınızda muhatap bulurdunuz. İşini yapmayan memur sizi gördüğünde ar damarı çatlamamışsa yüzü kızarırdı. Şimdi muhatap da bulamıyorsunuz. E-Devlet çıktı güya işler hızlı yürüsün diye ama emin olun bu kafalar bu işin de cılkını çıkardılar.

E-devletten E-mazeret ve Eeee-maraz üretmeyi başardılar. Her iyi düşünülen işten bir kötü çıkarmayı görev edindiler.

Yani sizi şimdi internetten randevu almaya, sms mesajları ile bilgilendirip yönlendirmeye başlayan kurumlar ve memurları artık çok daha rahat. Sizinle muhatap olmalarına da gerek kalmadı.

Kurulan klavye bürokrasisi ve klavye memurluğu sayesinde yıl boyu hiçbir sorun çözmeden, hiçbir vatandaşla muhatap olmadan gül gibi geçinip giderler.

Çünkü bunları denetleyen bölüm şefleri, kurum müdürleri de yok. Hepsi danışıklı rapor ve izin teatisi içindeler. Birbirlerini ağırlayan körler ve sağırlar güruhu.

Bu dayanılmaz hale daha ne kadar dayanır bu ülke bilinmez.

Üstelik bu sistem insanımıza öyle pahalıya mal oluyor ki çıldırmamak elde değil. Elinizde ne var ne yok alıp götürüyor, parayı ödüyorsunuz, zamanınız gidiyor ve yine de sonuç alamıyorsunuz?

Sıkıntınızı dile getireceğiniz merciler yok değil tabi var. Tabi yine internetten.

Ama onlarda da bürokrasi var. Bir şikâyetiniz veya sıkıntınız için yaptığınız müracaatınız kırk kalemden geçip kırk katır mı kırk satır mı tercihini yaptıktan sonra, “konu anlattığınız cevap bildiğiniz” gibi babından müşkülpesent karşılıklarla hiçlik diyarına gidiyor.

En küçük serzenişiniz karşısında “ git şikâyet et kardeşim” rahatlığını gösteren hak hukuk bilmez bir sürü karşısında ne yapabilirsiniz ki?

HİÇ

Hiç oğlu Hiç

Allah bu millete sabır versin. Kendi evlatları tabi ne yapabilir ki; atsa atamaz, satsa satılmaz.

Satılmaz bunları kimse almaz vallahi başa bela.

Bu işi kim ve ne çözer bilmiyorum ama bildiğim bir şey var ki siz siz olun bürokrasinin, kamu kurumlarının labirente dönüşmüş koridorlarından uzak durun.

Hem ruh hem beden sağlığınız için…

Selim B_LâL