KAPIYI AÇIK BIRAKIP, ACABA HIRSIZ BİRŞEY ÇALAR MI DİYE SORMAK?

                           Euro 3,84 Dolar 3,63 TL..........

TL karşısında son iki ayda %40 a yaklaşan oranlarda değer kazanan dolar ve Euro  sayesinde Avrupalı ve Amerikalılar bayram ediyor.

Nasıl mı?

Türkiye’ye mal satan ABD ve AB’li, sattığı ürünlerin karşılığında sizden %40 daha ucuza ürün almayı garanti eder hale geliyor.

Türk ithalatçısı ve ihracatçısı döviz ile aldığı ürünlerden 2 ayda %40 ekstra zarar ediyor. Dövizle borçlananlara sürpriz ek yüzde 40 borç yükleniyor.

Ülke ekonomisi gitgide daralıyor.


Dış yatırımcı Türkiye’de gerçek yatırım yapmayıp sadece para ticareti yaparak servet kazanıyor ve çekip gidiyor.


Bugüne kadar Türkiye’de gerçekten reel sektörlere girerek ( inşaat, otomotiv, tekstil vs.) yatırım yapan yabancı sermaye sahipleri ellerinde kalan mallar yüzünden bir daha yatırım yapamaz hale getiriliyor. Türkiye’de yaptıkları yatırımlardan ortalama %50 oranında zarar eden yabancı yatırımcının bu şartlarda bir daha ülkemize gelmesi mümkün görünmüyor.

Bu ise başka bir sıkıntıyı tetikliyor. Ekonomi güven endeksi geriledikçe ülkenizin tüm ürünlerinin marka değeri düşüyor, emeğiniz beş para etmez hale geliyor, sömürülüyor ve sömürülüyorsunuz.

Size YATIRIM YAPAN GERÇEK YATIRIMCIYI KÜSTÜRDÜĞÜNÜZ İÇİN YENİ YATIRIMLAR ve YATIRIMCILAR BEKLEMEK HAYAL OLUYOR.

Çıkış ümidi tamamen milli politikalarda yatıyor.

Türkiye acilen kontrollü kur ve kontrollü faiz politikasına geçerek, üzerinde döviz kuru baskılarıyla oluşturulan ekonomik kriz prangalarından kurtulmalı, ürettiği mal ve hizmetleri dünya piyasalarında gerçek değeri ile yarıştırabilmeyi temin etmelidir.

Kullanım amacı sadece değişim olan paranın, ticari mal gibi alınıp satılması acilen engellenmelidir.

Dövize günlük işlem kotası getirilerek Mal veya hizmet faturası dışında işlem yapılmasının önüne geçilmelidir.

Tekraren söylüyoruz. Para ticari bir mal değildir. Ticari bir mal gibi alınıp satılarak üzerinden kazanç sağlanması gayri ahlakidir ve tüm dünyada yasaklanmalıdır.

Döviz kurlarının kasım 2016 başındaki gerçek kurlarına geri dönmesi sağlanmalı, dolar : 3TL ve euro 3.2 TL değeri ile en az 6 aylığına sabitlenerek sermayenin ve ticaretin gerçek mecraına döndürülmesi sağlanmaldır. Ardından da enflasyon oranında kontrollü döviz kuru artışları sağlanmalıdır.

Bugüne kadar devletine güvenip dövizini bozduranlar kandırılmış gibi hissettirilmemeli, devlete güvenen hem iç hem de dış yatırımcıya karşı gerekli dürüst adımlar atılmalıdır.

Değeri manipülatif olarak düşürülen Liranın gerçek değerini yeniden tesis etmeli ve hem içerde hem de dışarda Türkiye’ye güvenip yatırım yapan gerçek yatırımcıyı tekrar ekonomiye kazandırıp helallik almalıdır.

Ülkemize karşı uygulanan ekonomik, siyasi ve fiziki terörden kurtulabilmek için tüm açık noktaları bir an önce kapatabilmeliyiz.

Başka çıkış yoktur. Serbest kur politikası ile ekonominin düzene gireceğini beklemek en basit ifadesiyle saflıktır. Siz evinizin bütün kapılarını hırsıza açmışsınız ve evden bir şey çalmamasını bekliyorsunuz, bu mümkün mü?

Dış borcu 400 milyar dolar ve cari açığı 100 milyar dolara yaklaşan bir ülkenin döviz kurlarının yükselmesinden ettiği zararı görmek için ordinaryüs olmak gerekmiyor. Bundan sonra edeceği zararı tahayyül ettikçe uyku haram oluyor.

Bir an önce acilen karar verilip ekonomik olarak üzerimize sürülen silahları boşa çıkarmalıyız. Yol yakınken, kurulu işletmeler dağılmadan, daha fazla tahribat görmeden kılıcımızı çekmeliyiz. Tüm bedeni kaybetmemek için kangren olmuş parmaktan bir an önce kurtulmalıyız.

Kılıç bugün kınında duracaksa yarın onu çekecek takati olmayacaktır bu cengâverlerin.

Selim Bilal