Alman Vakıfları şer odağı!

Vakıf görünümü adı altında Türkiye’de hareket alanı kazanan Alman vakıfların, Alisiz Alevi derneklerini, sözde solcuları, bir grup akademisyeni, eşcinsel ve kadın hakları savunucusu görünümlü dernekleri ve milli irade karşıtı muhalefeti fonlayıp beslemesi, Alman Vakıflarının tehlikesini gözler önüne serdi.

Aralarında Konrad Adenaur, Friedrich Ebert, Heinrich Böll ve Friedrich Naumann Vakfı’nın da olduğu 51 Alman Vakfı’nın ülkemiz aleyhine yıkıcı ve bölücü faaliyetlerde bulunduğu ortaya çıktı. Vakıf görünüm adı altında Türkiye’de hareket alanı kazanan vakıfların, Alisiz Alevi derneklerini, sözde solcuları, bir grup akademisyeni, eşcinsel ve kadın hakları savunucusu görünümlü dernekleri ve milli irade karşıtı muhalefeti fonlayıp beslemesi, Alman Vakıfları tehlikesini tekrar gündeme getirdi.

ÇİLELİ: FAALİYETLERİNE SON VERİLMELİ

Alman Vakıflarının espiyonaj faaliyeti yaptığına dikkat çeken araştırmacı yazar Burak Çileli, “İşgal kuvvetlerinin öncü keşif kolu gibi çalışan yabancı unsurlara karşı tedbirler alınmalıdır” dedi. Bu vakıfların Truva atı görevi gördüğünün altını çizen Çileli, “Dolayısıyla emperyalizmin bağrımızdaki Truva atları olan yabancı vakıfların faaliyetlerine bir an evvel son verilmelidir” şeklinde konuştu.

BAĞIRGAN: HUKUKSAL SINIRLARINI AŞIYORLAR

Alman Vakıflarının terör örgütlerine destek verdiği söylemlerinin kamuoyunda en üst perdeden zikredildiğini belirten Avukat Ali Osman Bağırgan, “Bu vakıfların Türkiye aleyhine işler yürüttüğü, legal görünüm adı altında illegal hareketler içerisinde olduğu zaman zaman kamuoyunun gündemine geliyor” şeklinde konuştu. Türkiye aleyhine faaliyet gösteren hiçbir yapıya izin verilmemesinin hukuki bir hak olduğunu da dikkat çeken Bağırgan, “Dünyanın hiçbir yerinde, dolaylı ya da dolaysız kendisine zarar veren yabancı bir kuruluşa ev sahipliği yapılamaz, faaliyetlerine müsaade edilemez. Bu vakıflar zaman zaman kendi sınırlarını aşan açıklamalarda ve fiiliyatlarda bulunuyorlar. Almanya’nın bizim yasal kuruluşlarımıza karşı yaptığı tutum da zaten ortada. Alman vakıfları sıkı denetlenmeli ve faaliyetleri gözetim altında tutulmalıdır” dedi.

EBERT VAKFINA DİKKAT!

Almanya, ülkemizde kurduğu vakıflar aracılığıyla, uzun yıllardan beridir vatanımıza karşı yıkıcı ve bölücü faaliyetler sergilemekten çekinmiyor. Bu vakıflardan birisi Friedrich Ebert Vakfı. Amaçları arasında “demokrasi ve çoğulcu topluma destek, yetenekli gençlere eğitim fırsatları sağlanması ve uluslararası işbirliği ve anlayış ortamının güçlendirilmesi” yer almak gibi görünse de işin aslı hiç de öyle değil. Vakıf kendi alanı dışında her işle ilgileniyor. Özellikle ülkemiz aleyhine kanlı eylemlerde bulunan PKK ve DHKP-C’ye destek veriyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlığı döneminde bir Alman vakfının PKK’ya ve HDP’nin öncüsü olan BDP’ye destek verdiğini söylemişti. Gazetemiz Akit o vakfın Friedrich Ebert olduğunu ortaya çıkarmıştı.

BÖLL: “PKK TERÖR LİSTESİNDE ÇIKABİLİR” DEMİŞTİ

Türkiye düşmanı milletvekilleri olan Alman Yeşiller Partisi ile müşterek çalışan Heinrich Böll Vakfı da ülkemizde faaliyet gösteren bir diğer Alman Vakfı. Vakfın yayınladığı kitaplar arasında, “Türkiye’de Kürtler, Barış Süreci İçin Temel Gereksinimler, Kırsal Kalkınma El Kitabı, Türkiye İnsan Hakları Hareketi Konferansları, Ermeni Sorunu Tartışılırken” adlı eserlerin bulunması faaliyetleri hakkında yeteri kadar bilgi veriyor! Aynı vakıf, daha önce de PKK’nın terör örgütleri listesinden çıkarılabileceğini söyleyecek kadar ileri gitmişti.

ADENAUR: ALTTAN ALTA KIŞKIRTIYORLAR

Legal görünüm adı altında Türkiye’de illegal faaliyetlerde bulunan bir diğer kuruluş Konrad Adenaur Vakfı. Ülkemiz adına sözde faydalı çok sayıda konferans, seminer, atölye çalışması ve sempozyum düzenleyen bu vakıf, kültürel manada da Türkiye’nin bölünmesi, istikrarsızlaşması alanında çalışmaktan çekinmiyor. Diyarbakır Sur Belediyesi’nin eski Başkanı Cemal Toptancı, Alman Vakıfları ile ilgili gazetemize yaptığı açıklamalarda, yaşanan terör olaylarında üst aklın Alman vakıfları olduğunu belirterek, “NATO’ya üye olduktan sonra Türkiye’ye yerleştiler. Özellikle Conrad Adenaur Vakfı, kültürel manada da Türkiye’nin bölünmesi, istikrarsızlaşması alanında çalışır” ifadelerini kullanmıştı.

 

akit