5. Esnaf ve Sanatkarlar Şurası'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan"Başbakanlık görevine geldiğim günden beri  kamuda çalışma sistemini, devlet memuriyeti anlayışını değiştirmek için çok  çalıştım ama pek az mesafe aldım diyebilirim.

Ama vazgeçmiş değilim. Hükümetimize her fırsatta bu birikimi kullanarak bürokratik oligarşiyi yıkıp  yerine 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' anlayışını hakim kılacak bir kamu  personel rejimini kurması tavsiyesinde bulunuyorum" dedi

BEN DE GEÇİMİMİ SAĞLAMAK İÇİN ESNAFLIK YAPTIM

Esnaflıktan gelme bir siyasetçiyim. Lisede hep siyasetteydim ama aynı zamanda geçimimi sağlamak için ticaret yaptım.

ÇORUKLARIMA MEMURİYETTEN UZAK DURUN TAVSİYESİNDE BULUNDUM

 

Çocuklarıma da memuriyetten uzak durmaları tavsiyesinde bulundum. Kamu görevi elbette önemlidir. Gerçek potansiyelin ortaya konmasına engeldir. Kamuda belirli bir sistem var. Ne kadar çalışkan, cesaretli olursanız olun belli bir kalıba zorla sokar.

 Esnaf ve sanatkarlarımız başta olmak üzere emeklerinin alın terlerinin karşılığını almaya daha yakın. Elbette rızkı veren Allah'tır. Gençlerimiz rızıklarını illa devlet kapısında değil, birikim ve ilgilerinin olduğu alanlarda aramalarını tavsiye ediyorum.

YEDİRDİK, İÇİRDİK BOMBALARI YAĞDIRDILAR BİZE

Devlete kapağı bir atayım ondan sonra para pul derdim olmaz. Mantık bu mu, mantık bu. Onun için ne diyoruz. Bu memur kanunun değişmesi lazım. Niye, hakkını veren çalışan devam etsin. Ama çalışmıyorsa millet ve devlet onları sırtında taşımaya mecbur kalmasın. 15 Temmuz'da bunu yaşamadık mı? 15 Temmuz'dakiler bunlar değil mi? Yedirdik, içirdik bombaları onlar yağdırdı bize.

TEK VATAN, TEK MİLLET, TEK DEVLET

Peygamber efendimiz rızkın 10'da 9'unun ticarette olduğunu söylüyor. Çalışmalar sayesinde Başbakanlık ve ilgili bakanlıkların elinde birikim oldu. Hükümetimiz her fırsatta birikimi kullanarak insanı yaşat ki devlet yaşasın mantığında bir kamu personel oluşumu yaratmalı. Türkiye'nin tarihi dönüşümü ile bir adım daha ileriye taşıyacağına eminim. Esnaf ve sanatkarın önünü açan bir bürokratik altyapı oluşana kadar sizlerin meselelerinin de takipçisi olacağız.Tarihimize baktığımızda kuruculuk önemlidir. Selçuklu Devleti de bu altyapı üzerine kurulmuştu. Osmanlı demek ahilik teşkilatı demek. Osman Gazi ahi usulü ile kılıç kuşanarak gelmiştir. 1000 yıllık varlığımızın temel taşı esnaf ve sanatkarlarımızdır, onların inancıdır. Bizim kültürümüzde esnaf ve sanatkar demek sadece alıp satan demek değildir. Elbette rızkını çıkarır ama onunla birlikte tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet der.

BU VATAN ŞEHİT KANLARIYLA YOĞRULDU

Ellerinizde bayrağımızı görüyorum. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak uğruna ölmeye değen varsa vatandır. Arsa başka tarla başkadır. Tarlanın arsaya dönüşmesi için imar planlarının oradan geçmesi gerekir. Vatanın vatan olması için şehit kanları ile yoğrulması gerekiyordu, şehit kanlarıyla yoğruldu. Şair bunu kasdetti. Kimse vatanımızın üzerinde operasyon düşünmesin, düşünenler bedelini ödüyorlar. Şehitlerimiz var eyvallah, ama bizim inancımızda şehadetin yeri ayrı. İstiklal Marşı'nda ne diyor; Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda! Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda, mesele bu. Tek devlet... Bizim Türkiye Cumhuriyeti'nden başka devletimiz yok. Başka hesaba girenler bunun bedelini ödüyor. Sırtını bir yerlere dayayanlar bunların bedelini ödemeye devam edecek. Biz sırtımızı hakk'a ve halka dayıyoruz. Farkımız bu. Milletimiz hangi etnik unsurdan olursa olsun.

 

HERKESİN POLİSİ KENDİ VİCDANI

 

Devletimiz son devletimiz Türkiye Cumhuriyeti bu değerleri nesilden nesile aktarmada en büyük görev esnaf ve sanatkarlara düşüyor. Esnafımız sadece dükkanının değil sokak, semt, mahalle, ilçe, şehrinin ve ülkesinin sahibidir. eğer bir yerde esnaf bu anlayışa sahipse orada mağduriyet ve haksızlık olmaz. Yok bu işler alıp başını gitmişse ahilik ruhuna esnafımız sahip çıkamıyor demek. Herkesin polisi kendi vicdanıdır, polis vicdanı olmayanların karşısındaki sloganın esnaf ve sanatkarlar için de geçerli olduğunu düşüyorum. Bakanlık ve belediyelerin yaptıkları vicdanı olmayanlar için. Denetim ve dayanışma işletebilmelidir. Sürekli müşterisini kaldıran ona kötü davranan esnafımızı ahilik içinde belirlesek diğer yaptırımlara gerek kalmaz.

 

O ZAMAN NEREDEYDİNİZ

 

15 Temmuz nihai ikazdır. Malum örgütün içinde kalmayı sürdüren varsa ülkesine ihanet içindedir. Bölücü terör örgütü için de aynı durum geçerlidir. PKK'nın ve parlemente içindeki uzantıların bir tuzak olarak kullanıldığı ortada. Batı gazete ve bakanlarıyla Türkiye'ye meydan okuyor. Peki genel başkanı olduğum partim kapatıldığında siz neredeydiniz. Tek başına iktidar 350 milletvekili ile parlementoda böyle bir iktidar partisi kapatılıyor. Ben belediye başkanıyım İstanbul'da. Şiir okudum diye içeri alındım. Bunların insan hakları kurumları umurlarında olmadı. Neredeydiniz?

 

HANIMEFENDİNİN ELİNE 4 BİN DOSYA SIKIŞTIRIYORUM...

 

Benim ülkemi kana bulayan insanlar için, yakıp yıkan kasıp kavuran, belediyeleri iş makineleri terör için kullanan insanları siz hangi yüzle hangi akılla savunuyorsunuzSiz bu milleti ne zannediyorsunuz, bugüne kadar talimat veriyordunuz emir buyurdunuz efendim diyorlardı geçti o günler. Artık kendi kararını kendi veren kendi göbeğini kendi kesen bir devlet var. Bu ülkenin yargısı var. Yargı bağımsız. Senin ülkende bağımsız da benim ülkemde bağımlı mı? Adamlara bak ya. Hanımefendinin eline 4 bin dosya sıkıştırıyorum. Terörist dosyalarını, diyor ki yargı bağımsız. Geciken adalet adalet değildir, ama şimdi bakıyorum yeni yeni meydan okumalar çıkıyor.

 

AYNISINI ÖZAL'A DA YAPIYORLARDI...

 

Biz sizin başlıklarınıza alıştık. Özal'a yapıyorlardı şimdi aynı şeyi bize yapıyorlar. Bu millet artık uyanmıştır. İnşallah muasır medeniyetlerin üzerine çıkacaktır. Türkiye için bu husus siyasi bir tartışma ötesine geçmiştir. 1000 yıldır dimdik ayakta olduğumuz coğrafyada yine duracağız. Tüm kardeşlerimiz için başarı ile çıkmaya mecburuz. Bugün dün olduğumuzdan daha iyi noktadayız inşallah yarın daha iyi noktaya geleceğiz.