Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin başı olarak, PKK'sıyla, DEAŞ'ıyla, FETÖ'süyle, DHKP-C'siyle tüm terör örgütlerine karşı milli bir seferberlik ilan ediyorum" dedi.

"GÜN ÇEKİŞME, ÇATIŞMA, HUSUMET GÜNÜ DEĞİLDİR"

"Gün, çekişme günü, çatışma günü, husumet günü, eski defterleri karıştırma günü değildir" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eğer birliğimizi, beraberliğimizi güçlendirmez, bu saldırıların karşısında çelik gibi bir iradeyle tam bir kararlılıkla durmazsak hiçbirimiz yarınlarımıza güvenle bakamayız" ifadelerini kullandı.



''MİLLİ SEFERBERLİK İLAN EDİYORUM"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Buradan tüm vatandaşlarıma sesleniyorum, Anayasamızın 104. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin başı olarak, PKK'sıyla, DEAŞ'ıyla, FETÖ'süyle, DHKP-C'siyle ve tüm diğerleriyle, adı, söylemi, yöntemi ne olursa olsun, tüm terör örgütlerine karşı milli bir seferberlik ilan ediyorum" şeklinde konuştu.




----------------------

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, "Seferberlik ilanı Cumhurbaşkanı'nın saygıdeğer muhtarlarla sohbet ederken yapabileceği bir açıklama değildir. TBMM'ye karşı bu konuda sorumlu olan Cumhurbaşkanı değil, Sayın Başbakan'dır" dedi.

Anayasadan seferberliğin tanımı ve ilan edilmesine ilişkin hükümleri okuyan Altay, Anayasa'nın 104'üncü maddesinin sıkıyönetim ve Olağanüstü Hal ile ilgili Cumhurbaşkanı'na, başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu üzerinden bir yetki verdiğini belirtti.

Altay, seferberlikle ilgili anayasada bir hüküm bulunmadığını, ancak Seferberlik Kanunu'nda bunun da Milli Güvenlik Kurulu'nun görüşü alınmak suretiyle cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla olabileceğinin hüküm altına alındığına işaret etti. 

Seferberliğin, kanunda, "Devletin tüm güç ve kaynaklarının, başta askeri güç olmak üzere, savaşın ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde hazırlanması, toplanması, tertiplenmesi ve kullanılmasına ilişkin bütün faaliyetlerin uygulandığı, hak ve hürriyetlerin kanunlarla kısmen veya tamamen sınırlandığı haldir" şeklinde tanımlandığını aktaran Altay, şöyle devam etti:

"Şimdi Sayın Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir savaş halinde olduğunu bugün iddia etmiştir. Biz böyle düşünmüyoruz. Devletler devletlerle savaşırlar. Devletler terör örgütleriyle savaşmaz, terör örgütlerine savaş ilan etmez. Devletler terör örgütlerinin tepesine çöker, onu etkisizleştirir. Böyle bir açıklamaya neden ihtiyaç duyuldu. PKK terör örgütüne yönelik böyle bir seferberlik ilanı uluslararası kamuoyunda da bu örgüte meşruiyet kazandırılmasına yardım eder. PKK her zaman hain, alçak, hunhar bir terör örgütüdür. Ama siz koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, 'Biz bunlarla savaşıyoruz. Bunlarla savaşmak için Anayasa'nın 104'üncü maddesine göre seferberlik ilan ediyoruz' derseniz, bu başka bir şeydir. Bu durumda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni adi bir terör örgütüne muhattap etmiş olursunuz."

Bu durumda Sayın Cumhurbaşkanının seferberlik ilan etme hakkı var ve bugün sözlü olarak ilan etti. Vatandaşlar şu an itibarı ile seferberlik şartlarının geçerli olmaya başlayıp başlamadığını merak ediyor. Ayrıca özellikle bankalarla yapılan sözleşmeler ve diğer sözleşmelerde yer alan mücbir sebepler maddesinin içinde seferberlik hali var. Bu taktirde sözleşmelerin fesih edilmesi veya mücbir sebep maddesinin işletilmesi mümkün mü?

Şimdi hukukçuların bu soruları cevaplandırması gerekiyor.