Seçim ve seçmen analizi yapmak her seçim sonrası farz olmasa da neredeyse vaciptir. Ancak analize başlamadan önce bugün Hürriyet gazete ve internetinde çıkan bir haberi paylaşmalıyım sizlerle.
            Hürriyetin iğrenç yalanları ve fitnelerine bir yenisi eklendi. Hürriyet, Haberinde insanların eğitim seviyelerine göre hangi partiye oy verdiklerini tarif ediyor. Buna göre tahmin edeceğiniz gibi eğitimsiz seçmen Ak Partiyi tercih ediyormuş. Bu arada hdpkk ya oy verenlerin neredeyse akademisyen olduğunu söyleyecek kadar da küfürbaz, fitneci ve yalancı bir hürriyet camiası. Vatandaş da doğal olarak soruyor tabi Hürriyet ve Aydın Doğan’a; “ Seçmenin kıçını mı kokladınız? Nereden biliyorsunuz kimin nereye oy verdiğini? Yoksa siz de ortağınız Pensilvanya gibi gizli kamera işine mi başladınız? Sandıklara gizli kamera mı yerleştirdiniz?”
            Bir T.C. vatandaşı nasıl bu kadar hain olabiliyor? Bu satılmışlıklarını neye borçluyuz acaba? demekten kendini alamıyor vatandaşımız.
            Gelelim seçim ve seçmen analizimize.
            Seçim sonuçlarına göre seçimin galibi %41 oy alan Ak Partidir. 19 milyona yakın seçmenin oyunu alan ak parti en yakın rakibinden 7.5 milyon ve %16 daha fazla oy alarak. 11. Seçiminden de başarıyla çıkmıştır. Ak partinin bu büyük seçim zaferine rağmen iktidar olamayışının sebebi ise mevcut seçim sistemidir. İngiltere’de 2 ay önce yapılan seçimlerde %36 oy alan cameronun partisi tek başına iktidar olmuştur. Çünkü iki turlu ve dar bölgeli seçim sistemi ile hem temsil hem de istikrar sağlanacak şekilde bir sisteme sahiptir bu demokrasi beşiği adalar ülkesi.  Ak parti ise seçmenin %41 inin yola devam mesajı vermesine rağmen tek başına iktidar olamamakta ve ülkenin makûs koalisyon sürecinin bir parçası olmak zorunda kalmaktadır. Bu durumu bilen muhalefet bu yüzden ak partinin seçimlerden çok önce sunduğu iki turlu ve dar bölgeli, barajsız seçim sistemi önerisini reddetmiştir.
            Bu seçimde ak parti dışındaki partilere milletin güvenin olmadığı ve masada sadece garnitür seviyesinde olabilecekleri mesajı da çok açık bir şekilde ortaya çıkmıştır.        
            Hele hele “oy verin gitsin-ler” diyen chp ve kılıçdaroğlunun milletten aldığı mesaj “yeter artık , oy vermiyoruz git!”  olmuştur. 2011 seçimlerinde %26 oy alan chp bu seçimlerde ana muhalefet olarak oy kaybetmiş ve %25 de kalmıştır. Ancak yüzsüzlüğü ve çark etmesiyle ünlenmiş kılıçdaroğlu’nun bu seçim sonuçlarını zafer ilan etmesi için çok beklemesi gerekmemiştir. Daha seçim netleşmeden zaferini ilan ederek bir nev’i parti içi muhalefete deburadayım, gitmiyorum mesajı vermiştir. Seçimin en mağlubu kesinlikle CHP ve kılıçdaroğlu ‘dur.
            Muhalefetin müzminleşmiş dik ve stabil duruş sahibi MHP’si ise son dönemin siyasi atmosferinin doğal etkileriyle oyunu bir miktar arttırmıştır. Doğal etkiler diyorum çünküMHP’nin kendi programı ve çalışmasıyla gelen bir tek oy bile yoktur. MHP de artan oylar sadece ve sadece Ak partiye verilen ders ve tepki oylarından ibarettir. Devlet Bahçeli ve MHP’nin, oy artışında bırakın etkisi olmasını, tam aksine %25 lere çıkması gereken MHP oylarını frenlemişlerdir. Partinin büyümesinin önündeki en önemli takoz olmaya devam etmişleridir. Milletimiz açısından en garip ironi ise “hdpkk 80 vekil, MHP 80 vekiltabelasının meclis panosuna asılması olmuştur.
            Hdpkk ise meclise güçlü bir şekilde girmeyi başarmıştır. Gerçekten milliyetçi muhafazakâr seçmen şu anda endişelidir. Hdpkk’nın meclise 80 vekille girecek olması derin kaygı ve endişe yaratmaktadır. Tüm şer güçlerin seçim sisteminin boşluğundan istifade ile ak partiyi iktidardan indirmek için allayıp pulladıkları hdpkk’yı meclise bu sayı ile sokmaları bir başarı değil bir çelişkiden ibarettir. Kendince yağmurdan kaçtığını zanneden kandırılmış kürt seçmen ve Tayyip Erdoğan düşmanı çevreler, ne pahasına olursa olsun diyerek hdpkk’yı meclise sokmayı başarmışlardır. Tabiri caizse 7 düvel bir olmuştur. Melih Gökçek seçimde %3 hile var diyor. Bu doğru bile olsa hdpkk barajı aşıp meclise giriyor. Belki seksen değil ama 65 vekille meclise girmeyi başaracaklardı.
            Sonuç olarak seçimin analizinde en çarpıcı durum meclisin artık üç değil dört parti ile anılacağı ve hdpkk nın mecliste ortalığı karıştıracak çoğunlukta bulunduğudur. Bu meclis aritmetiğindeki koalisyon senaryolarının hiçbir önemi yoktur. Bu saatten sonra Türkiye için istikrarlı bir hükümet kurmak “göle maya çalıp, ya tutarsa” demekle eşdeğerdir.
            Seçimin analizini bu şekilde ortaya koyduktan sonra gelelim seçmen analizine. 55 milyon seçmenin geçerli oy kullanan 46 milyonu için ayrı, oy kullanmayan 8 milyon ve geçersiz oy kullanan 1 milyon seçmen için ayrı analiz yapmak gerekiyor.
            Önce bardağın boş bölümüne yani 9 milyonluk kısma bakalım. Yunanistan’ın nüfusu 13 milyon ve şu anda Avrupa’yı sallamaktadır. Bizde 9 milyon seçmen seçime yani Türkiye’nin geleceğine ilgi göstermemiştir. Neredeyse iki Yunanistan eden bu rakamı düşündükçe “insanlar layık oldukları şekilde yönetilirler” sözünün ne denli doğru olduğunu bir kez daha idrak ediyorum. Eğer bu 9 milyon seçmenin tamamı değil yarısı bile seçime iştirak etmiş olsaydı, pkk şu anda meclisimize girmemiş olacak ve ülkenin bu gününün moralini düşüremeyecek ve geleceğinin ışığını karartamayacaktı. Seçime katılımın çok önemli olduğu bu seçimlerde, pkk dışında hangi partiye oy verirse versin, seçmenin seçime ilgi göstermesi gerekirdi. Türkiye’nin önümüz dönemdeki krizlerinde bu 9 milyon seçmenin birinci derecede sorumluluğu vardır ve ben kendi payıma onları bu işten ömrüm boyunca sorumlu tutacağım.
            Bardağın dolu tarafına bakıldığında, bu seçimde Ak partili bir kısım seçmen çözüm süreci vesair sebeplerden ötürü kuzey, iç ve batı bölgelerinde MHP ye oy vermiştir. Ama dozu biraz kaçırdıklarını kendileri de fark etmişlerdir. MHP den de bir kısım fanatik seçmenin barajı aşması gerekçesi ile hdpkk ya oy vermekte beis görmediğini söylemek lazım. Gerçi bu çok küçük bir oran ama yine de olduğunun bilinmesinde gelecek için fayda olduğu kanaatindeyim.
            CHP seçmeninin bir kısmı ile marjinal seçmen ise hdpkk ya oy vererek barajı aşmasını sağlamışlardır. Çünkü onlar biliyor ki mevcut haliyle ne CHP ne de MHP’nin muhalefeti, vaatleri ve kimliği ile Ak partiyi iktidardan uzaklaştırmak mümkün gözükmemekte idi.
            Oy kullanan seçmen açısından yaptığımız incelemede aşağılara bakacak olursak, hdpkk ya oy veren seçmenin 2.5-3 milyon seviyesinden 6 milyon seviyesine bir anda nasıl yükseldiğini anlatmamız gerekmektedir. Aslında bu durum bir anda oluşmuş seçmen davranışı değildir. Bu sonuç, 2013 yılı başından itibaren ilmek ilmek örülmüş bir kilimdir. Şimdi bu bölüme özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum.
            Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin 2012 yılı sonu ve 2013 yılı başlarında enerji atılımları çerçevesinde, Kuzey Irak Bölgesel yönetimi ile yapmış olduğu petrol satış ve aktarma anlaşmalarının sonucu olarak, özellikle İngilizlerin 100 yıl önce çizmiş oldukları plan ve haritalara açık ve sözüm ona küstah! şekilde karşı çıktıkları tespit edilmiştir.
            Tüm uyarılara rağmen Türkler kuzey ırak kürtleri ile yaptıkları anlaşmadan geri adım atmayınca İngiliz, Amerikan ve onların uşağı İsrail tarafından (ki İsrail açısından zaten hedef tahtasındaydık) hedef tahtasına oturtulmuşlardır. Türklerin kürtlerle ittifak halinde Ortadoğu coğrafyasında yeni bir güç ve söz sahibi Devlet olmasının önünü kesmek isteyen bu üçlü çete kendi oyunlarını kurmuşlardır.
            Bu çerçevede İngilizler bölgede IŞID denilen terör örgütünü organize edip silahlandırmış ve öncelikli olarak aynı mezhebe sahip oldukları halde kürt nüfusun yoğun olduğu bölgelere saldırtmışlardır. Diğer taraftan da Türklerin ve Türkiye’nin IŞID’a destek verdiği yalanını sürekli olarak basın yayın kuruluşları vasıtası ile Türkiye ve Dünya üzerinde yayarak bin yıllık dost Türkler ve Kürtler arasında fitne ateşini yakmışlardır. İçerideki dostları devlet içi paralel yapılanmalar ve hdpkk’yı da sahaya sürerek hedeflerini gerçekleştirmek için gereğini ifa etmişlerdir.
            Musul ve Kerkük’ün ardından, hiçbir stratejik ya da ekonomik önemi olmayan, ama Türkiye’nin kapı komşusu olan Kobani (ayn el Arap) ye bir saldırı ve muhasara başlatıp bölgedeki kürtleri katletmek istemişler ancak, Türkiye kardeşlerine kucak açarak bu oyunu bozmuştur. Hdpkk ile birlikte sınırda türlü türlü eylem yapıp Türkiye’deki kürtleri kışkırtmışlar ve kürt ırkçılığı kartını öne çıkarmayı başarmışlardır.
            Türkiye oyunu bozdu bozmasına, kardeşlerini kurtardı kurtarmasına da yine de kürtler batının bu algı ve fitne operasyonunun ağına düşmekten kurtulamadılar. Çünkü bu fitneciler özellikle “ Bakın Türkler sizi korumuyor, tam aksine katil İşidi destekliyor “ algısını çok iyi oluşturdular. 
İşte bu algıyı iyi kullanan 7 düvel Türkiye’nin güçlü sesini ve önlenemez yükselişini kesebilecek tek yolun AK parti iktidarını devirmek olduğu gerçeğinden hareketle, Kürtçülüğü ve kürt milliyetçiliğini azdıran bu operasyonu yapmıştır ve süreç daha uzun süre devam edecektir.
            Aslında hdpkk ile hiçbir şekilde anlaşması mümkün olmayan dindar kürtlerin bile bu partiye oy vermelerinin sebebi bu kürt milliyetçiliği pompasıdır. Ne gariptir ki hdpkk ya oy veren bu dindar Müslüman kürt kardeş, yanındaki dhkpc, Marksist, Leninist, sosyalist, Kemalist,  devrimci, ateist, homoseksüel ve sair bir sürü sosyal çıkıntıyı fark edememiştir. Çünkü batı ve yahudi basını Demirtaş denen pkklı teröristi çok iyi marine etmiş ve tabağı da güzel süsleyerek hepsinin önüne ayrı ayrı servis etmiştir.(Ben buradan demirtaşa pkklı terörist diyorum. Pkklı değilse çıksın söylesin. Açıkça pkk terörünü lanetlesin.) Belki bu dindar kürtlerin bir kısmı sadece Ak partiye bir ders vermek istemişlerdi. Ancak onlar da diğer ders vermek için “pireye kızıp yorgan yakan” seçmen gibi şaşkın, endişeli ve üzgündür. Çünkü hiçbiri bu sonucu beklemiyordu. Hiçbiri Ak partinin tek başına iktidar olamaması için hareket etmemişti. Ama hani derler ya “ keskin sirke küpüne zarar” diye, işte tam da öyle olmuştur şimdi.
Netice itibarı ile
Kürt seçmenin hdpkk ya kaymasının sebebi, doğu ve güneydoğuya yol, su, elektrik ve sair yatırım yapılmaması değildir.
Kürt seçmenin ak partiye oy vermemesinin sebebi 80 yıldır kürtlerin özlük haklarının verilmeyip ak parti tarafından verilmiş olması da değildir.
Kürt seçmenin hdpkk ya oy vermesinin sebebi demirtaş’ın terörü lanetleyip, pişman oldum, nadim oldum demesi de değildir.
Kürt seçmen, yapılan propagandaların sonucu oyuna gelmiştir. Pompalanan kürtçülük ve kürt ırkçılığının etkisinde, yelinde kalmıştır.
            Bundan böyle Türkiye’de kürtlere bakış eskisi gibi olmayabilir. Vatandaşlar şu soruların cevabını merak ediyor.
Türkiye’de kürt olmak, eline silah alıp terör estirerek zorla istediğini almak mıdır?
Türkiye’de kürt olmak, herkes çalışıp kazanırken beleşten geçinmek midir?
Türkiye’de kürt olmak, çaldığı elektriğin parasını batıdaki kardeşine ödetip kul hakkına girmek midir?
Türkiye’de kürt olmak, teröre, kaçakçılığa, kanun tanımazlığa bulaşmak mıdır?
Türkiye’de kürt olmak, Türkiye düşmanlarıyla açık ve gizli işbirliği kapısının sürekli açık olması mıdır? Özellikle ermenilerle.
Türkiye’de kürt olmak, tehditlerden korkup siyasi tercihini değiştirmek, çocuk kaçırıp şantaj ve tehdit yapmak mıdır?
            Ey hdpkk, Türkiyeli olma iddiasıyla ortalıkta dolaşan Demirtaş, şimdi söyleyin bakalım Türk halkı sizin neyinize güvenip de Türkiyeli olduğunuza inanacak?
            Devletin uzattığı eli sürekli itip, Türkiye düşmanı devletlerle işbirliği yapıp onların taşeronluğunu üstleniyorken söyleyin,
            Milletin yasladığı kardeş omzuna sırt çevirip kandilin terör eylemlerine lojistik destek sağlıyorken anlatın,
            Kendi akrabalarınızı sırf inancından dolayı, sırf sizin gibi düşünmüyor diye gençlik teşkilatlarınızın silahlı eylemleriyle hunharca katlederken söyleyin.
            Analiz çok uzun ve sürç-ü lisana müsait olduğundan yazıyı şimdilik burada sonlandırıyorum.
            Bu arada seçim sonrası sağduyulu halkın ortak görüşü, hiçbir önyargı ve ön şartı olmayan ve geçmişe takılmayıp geleceğe yürüyen bir koalisyon kurulmasıdır. Ak parti- Mhp milli koalisyonudur.
Seçim sonuçlarının hayırlar getirmesini Allah’tan niyaz ederim.
Selim Bilâl………………………