<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; text-align: justify;">The Wall Street Journal’dan Raja Abdurrahim ve Diom Nİssenbaum’un ifadelerine göre;</span> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><span style="font-size:12.0pt; mso-bidi-font-size:11.0pt;line-height:115%">“Kürtler, Suriye’deki mağaralarından çıktılar, Türkiye ile ABD arasındaki bağları test ediyorlar. Belçika’dan daha büyük, Dört milyon kürt Rojova’yı terk etmiş ve 565 millik Türkiye Suriye sınırını boydan boya yayılarak kaplamış durumdalar”.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify">WSJ gazetesinin Amerika’da olaylara bakışı nasıl yorumladığını ifade eden bu sözlerin içerisinde dikkat çeken ayrıntılar var. Örneğin, kürtleri “mağaralarından çıkmış” olarak ifade ediyor. Bu ifade açıkça gösteriyor ki, PYD denilen yapı Pkk dan başka bir şey değil. Buna itiraz eden Amerikalılar bir taraftan da itirafta bulunuyorlar. Mağaralar olarak kastedilen bölge kuzey Irak ve hinterlandında bulunan Kandil bölgesidir. Bu bölgeden ve diğer alanlardan sürekli bir göç halinde olan kimi kürt gruplar ABD desteği ile Kuzey Suriye boyunca yayılarak bir işgal ve bir devlet kurma peşindeler. <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><b><span style="font-size:14.0pt;mso-bidi-font-size:11.0pt;line-height: 115%;color:red">Arz-ı Mevud'a Karşı Fırat Kalkanı<o:p></o:p></span></b></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify">Bu projenin en önemli taliplisi ve en memnun efendisi ise hiç şüphesiz İsrail’dir. ABD içindeki Yahudi lobisinin başkan Obama ve Temsiler meclisi üzerindeki etkisinin ne denli büyük olduğunu bilmeyen yok. İsrailin Arz-ı Mevud projesinin bir tezahürü olarak bu bölgede bir kürt devleti oluşturmak istediği öteden beri dillendirilen bir gerçektedir.<o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify">Bu amaca giden yolda hem Türkiye, hem İran hem de Arap ülkeleri ayakta uyutulmuştur. İran ile sözde anlaşmaya varan ABD ve AB aslında nükleer konusunda ikna olduklarından değil, Suriye konusunda İran’ın sesini kısmak amacıyla anlaşmaya evet dediler. Türkiye ise NATO müttefikliği çerçevesinde türlü yalanlarla oyalanarak Suriye krizinin kendisi için kangren hale gelmesine seyirci bıraktırıldı. Gezi olayları ile başlayan işgal süreci, ardından Kobani’nin işgal ve ilhakı ile Türkiye üzerine terör eylemlerine dönüştürülmesi, ardından iki darbe girişimi ile Türkiye’nin kendi içi dışında etrafa kör hale getirilmesi için yapılan operasyonlardı.<o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify">Kobani olayları ile fitili ateşlenen, Suriye’nin kuzeyinde bir kürt devleti kurma bombası, kucağımıza yeni mi düştü ki. Tabi ki hayır. 2013 yılından bu yana her ne kadar Türkiye görmese de, pyd kürtleri ABD ve Ab desteği ile bölgenin tümünü işgal etti. Fırat’ın batısı şerhini koyan Türkiye’nin tepkisi en son Cerablus harekâtına kadar yetersizdi.<o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify">Dışişleri bakanı Mevlut Çavuşoğlu’nun bugünkü demecinde “ABD ile çok ciddi sıkıntılar yaşıyoruz” ifadesi son derece önemlidir. Türkiye ile ABD nin olası çatışma pozisyonu maalesef doğmuş ve geri dönülemez durumdadır. Açıktan olmasa da ABD nin içeride ciddi provokasyonlar ve dışarıda gerilla saldırıları düzenleteceğini söylemek zor olmasa gerek.<o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify">Yakın dönem için kendi içinde temizlik yapmaya uğraşan Türkiye ile mağarasından çıkmış pkk ve destekçisi ABD nin en ciddi düşmanımız olacağı maalesef gerçektir.<o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify">Türkiye hem kendi içinde birliğe hem dışarda dosta ihtiyaç duyduğu en kritik dönemlerden birinden geçiyor. Dikkat<o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify">Selim Bilâl/brthaber.com<o:p></o:p></p>