Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu terörü bitirmek ne çok kolay ne de çok zor olarak tarif edilemez.

Mahallenin haylaz çocukları yaramazlık yaptıklarında, sağa sola, konu komşuya zarar verdiklerinde usulden ve gelenekten olmak üzere kendilerine kolluk dışında da müdahale edilir.

Mahallenin ağabeyleri o haylazları önce uyarırlar, laf dinlemezlerse ailelerine gidilir ve durum izah edilerek bu haylaz çocuklara sahip çıkılması ve eylemlerine son verilmesinin sağlanması için kulaklarının çekilmesi talep edilir. Eğer yine haylazlık ve şeytanlıklar bitmez ise bu kez mahalleli tekrar aileye müracaatla “neden çözülemediğini” sorar. Vakıa aldığı cevap “bizi dinlemiyorlar” ise o zaman aileden haylazları kolluk gücüne teslim etmeleri talep edilir. Bu kolluk kimi zaman mahallenin, kimi zaman da mülki idarenin olabilir. Olayın büyüklüğüne göre değişir.

Aile haylazları teslim etmeye yanaşmaz ise o zaman iş değişir. Ailenin de işin içinde olduğu hükmüne varmak için sebep hâsıl olur. Bu durumda iş ağabeylerden çıkar ve mahallenin meclisine taşınır. Kemale ermişlerin öngörülü ve tecrübeli varlığının ışığında olaya çözüm geliştirilmeye çalışılır.

Bunlardan ilki yani uyarma işi denenmiş ve ikinci olarak haylazların teslim edilmesi talebi de denenmiş olduğundan artık tüm mahallenin netice almak için ilgili aileye maddi manevi baskı yapması uygun görülür. Ta ki haylazların cezasını aileler kendisi verene yahut kolluğa teslim edene kadar. Bu arada haylazların daha fazla insana zarar vermemesi için de tedbirler arttırılıp, kolluk da kendi yakalama icraatlarını haricen yürütür.

Bu tamamen, insanların savunma mekanizmasının mahalle kültürünün temellerindeki harcının görüntüsüdür. İnsanoğlu bu savunma içgüdüsü sayesinde akıl ve mantık çemberinin dışına taşmadan, insanlıktan çıkmadan çözüm ve tedbir üretir.

Bugün karşımızda sergilenen ve pkk ve türevleri adıyla ülkemizde ve Osmanlı bakiyesi komşu ülkeler ile batının en azgın devleti Almanya’da konuşlanmış olan, sözde kürtçü, sözde halkçı, sözde çevreci, özde kaçakçı, özde katil, özde şerefsiz terör örgütleri

Kaderimiz değildir.

Kendilerini kürtlerin temsilcisi olarak ifade eden, aslında kürtlere en büyük kötülüğü yapan hdp sözde siyasetçileri de kürtlerin kaderi değildir.

Türkiye dediğimiz bu koca mahallede birlikte yaşayacaksak, birbirimizin hayat hakkına, can ve mal güvenliğine saygı göstermek ve karşılıklı olarak korumak zorunda olduğumuzu bilmeliyiz. Doğu ve güneydoğu Anadolu topraklarımızın bir kısmında yürütülen hain terör saldırılarına karşı 1. Derecede sorumluluk sahibi olan ve bu terörün bitirilmesinde de kendilerinin herkesten daha çok sorumluluk alması gerektiğine inandığımız insanlar mahallesine ve konu komşusuna bağlı kürtlerdir.

Kendi ailelerinin içinden çıkan bu teröristlere karşı ilk önleyici müdahaleyi yapmak ve bu haylazları kolluk güçlerine teslim etmek onlara düşer. Üstelik bu iş için ödül almaları da yanlıştır. Kendi gelecekleri ve mahalle birliği için bunu yapmak insanlık ve komşuluk görevleridir.

Özellikle batı illerimizde yaşayan kürt komşu ve akrabalarımıza da bu sözleri ayrıca iletmek istiyorum. Çünkü onlar batıdaki standartların doğu illerimizde de olmasını engellemeye çalışan bu ayrılıkçı terörist örgütlere karşı bizden daha ön safta olma zorunluluğu olanlardır. Akrabalarının yapmış olduğu bu teröre dur demedikleri sürece, onlara fiilen örtülü destek ve korumayı bitirmedikleri sürece kendileri de batı illerinde huzurlu bir mahalle hayatı yaşayamazlar. Bizler Türkiye olarak bir bütün isek ve büyük bir bedenin uzuvları isek, herhangi bir uzvumuzda yaşanacak bir arızanın tüm vücudu etkileyeceğini unutmamalıyız.

Geçmişte bu ülkede yapılan hataların özellikle de insan hakları bağlamındaki geri kalmışlıkların cezasını sadece kürtler değil tüm Türkiye çekmiştir. Buna örnek 80 darbesidir. Buna örnek 60 darbesidir. Buna örnek 28 Şubat’tır. Diyarbekride yaşananların fersah fersah fazlası, Mamak’ta yaşanmıştır. Bu yüzden bir şeyleri bahane edip, geçmişteki gayri insani uygulamaları temel alarak olayları yorumlamak tamamen yanlıştır. Türkiye bu konuda çok yol almıştır. İlerleme kaydetmiştir.

Sadece teröristleri teslim etmek, çocuklarından oralara katılacakları engellemek, katılanların kulaklarını çekmek de yetmez. Aynı zamanda ülkenin hukuk kurallarına, kanunlarına da herkesin uyması gerekir. Bu birlikte yaşamanın asgari gerekliliğidir. Sadece iki paydaş değil, iki kardeş bile birlikte yaşarken asgari kurallar çerçevesinde yaşar. Evdeki prizi sadece bir kardeş kullanırsa, diğeri de faturayı öderse bu ne kadar sürebilir ki? Daha bunun gibi birçok örnek verebiliriz.

Terörü bitirecek olanlar terörün eleman temine engel olacak olanlardır. Hepimizden çok bu kandırılmış veya yönlendirilmiş insanların akrabaları gereken insani görevi acilen almalıdır. Kulaksa kulak, saçsa saç. Çekilmesi gereken uzuvlar çekilmelidir.

Türkiye’de terörün ve buna bağlı sorunların çözümüymüş gibi altın tepside sunulan Hdp adında sözüm ona siyasi parti var. Bu parti kürt seçmenin büyük bölümünün ve bir kısım marjinallerin oyunu alarak siyasi aktörmüş gibi ortalarda dolaşmaktadır.

HDP terörün çözümüne değil, doğuşuna sebeptir. Plan evi ve çıkış yeridir. Burayı çok iyi görmek gerekiyor. Bugün pkk terörünün tüm altyapısını hdp hazırlamaktadır. Kentlerde köylerde bölücü propaganda yapan, ikna evleri oluşturan, tatlı dille olmazsa tehditle ikna eden örgüt pkk değil hdp dir. Siyasi parti kimliği arkasına gizlenen bu bölücü örgüte dur denilmediği sürece terör bitirilemez. Buna dur diyecek olanlar ise başta mütedeyyin, muhafazakâr, vatansever kürtler olmak üzere tüm sorumluluk hissedenlerdir. Hdp nin bu kanun tanımaz tavrına daha ne kadar müsamaha edilecek. Çok açık ve net bir şekilde ülkemizde yaşanan terörün birinci derecede sorumlusu ve hazırlayıcısı Hdp ve onun yöneticileridir. Bunlar kandildekilerden daha fazla suçludur. Kanaatimce kandil bir ise,  hdp iki kez müebbetliktirler.

Terör örgütünün gerçek adı hdp’dir. Aslolarak tüm organizasyonlar Avrupa’da hazırlanıp, Hdp üzerinden planlanıp, silahlı ayaklarına talimatlandırılmaktadır. Bu haliyle sineklerle uğraşmayıp bataklığı kurutmak gerekmektedir.

Hepimizi şaşkına çeviren ama beklediğimiz bir olay ise 7 Haziran seçimlerinde bu bölücü, terör hazırlayıcısı hdp isimli partiye kürtlerin bu kadar çok oy vermesi ve politikalarına itibar etmeleridir.

Şimdi soralım bu köşeden.

Türkiye’de yaşayan kürtler sırtlarını, kandile, pkk ya ypg ye, imralıya mı dayadılar? Bu teröristlerin yaptığı insanlık dışı eylemleri onaylıyorlar mı?

Türkiye’de yaşayan kürtler kamunun ve halka ait araç ve işyerlerinin yakılıp yıkılmasını onaylıyor mu?

Türkiye’de yaşayan kürtler polis ve asker tüm kamu personelimize ve vatandaşlarımıza yönelen katliamları onaylayıp destekliyor mu?

Kütler, 60 yaşındaki Erzincanlı teyzemizin kurşunlarla ve 13 yaşındaki Silvanlı Fırat’ın bombalarla pkk tarafından parçalanmasını onaylıyor mu?

Türkiye’de yaşayan kürtler bu teröristlerin Alman ve İngiliz istihbarat elemanları ile bir olup ülkemizde bombala ve diğer eylemleri yapmalarını onaylıyor mu?

Türkiye’de yaşayan kürtler Ülkemizin bölünmesini onaylıyor mu, istiyor mu? Türk-kürt kardeşliğinin bitirilmesini arzu ediyor mu?

Türkiye’de yaşayan kürtler yatırımların engellenmesini ve tahrip edilmesini onaylıyor mu?

Evet soruyoruz tekrar tekrar.

Bu namertlikleri, namussuzlukları, cinayetleri, talanı, yakıp yıkmayı onaylıyor musunuz?

Cevabınız hayır ise o zaman terörün gerçek adı olan Hdp ye neden destek veriyorsunuz? Neden seçimlerde 100 oyluk köyde 110 oy veriyorsunuz?

Kürt seçmen eğer yukarıda saydığımız durumları onaylamıyorsa hdp ile bir işi olamaz. Ama cevapları evet ise samimiyetlerinde bir problem var demektir. 1 Kasım seçimlerinde komşularımızın birlikte yaşamak konusunda ne kadar samimi olduklarını da görme fırsatımız olacak.

Samimiyetin devam etmesi, yakınlarımızın kalplerinin bize karşı soğumasına mani olur.

Vincent de Paul


Kalplerimiz birbirimize karşı daima sıcak olsun.

Selim Bilâl ………………