MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun 1 Kasım öncesi çevre ve gürültü kirliliğini engellemek için centilmenlik anlaşması çağrısıyla ilgili, "Sayın Başbakanın çağrıdan başka bir gündemi yok. Kendisi çağrı yapacağına terörle mücadelede kararlılık göstersin. Bize ne çağrı yapacak, bizim hayatımız teröre karşı mücadele ile geçiyor. Bizi davet edip ne yapacak yani yapamıyorsa iktidarı bize versin" dedi.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, bayram namazını Gazi Merkez Camisinde kıldı. Namazın ardından camide bazı vatandaşlarla bayramlaşan Bahçeli, daha sonra eski MHP Genel Başkanı merhum Alparslan Türkeş'in mezarını ziyaret etti. Türkeş'in mezarı başında partililerle dua eden Bahçeli, kırmızı ve beyaz renkte karanfiller koyduğu mezarı bakır ibrikle suladı. Mezarın başında nöbet tutanların bulunduğu kulübede bir süre kalan Bahçeli, partililerle bayramlaştıktan sonra açıklama yaptı. Vatandaşların ve basın mensuplarının bayramını tebrik ederek daha nice bayramlara ulaşmaları temennisinde bulunan Bahçeli, "Mübarek Kurban bayramını millet olarak çok büyük üzüntüyle karşılamaktayız. Arife günü dahil bir Mehmetçiğimiz şehit olmuştur. Bayram sürecine yaklaşırken çok sayıda polis kardeşimiz, Mehmetçiğimiz, korucumuz ve vatandaşımız şehit edilmiştir. Bu sebepten dolayı büyük bir burukluk, üzüntü içinde millet olarak bir bayramı daha idrak etmekteyiz. İnşallah bayram sonrası bayramın ulvi bütün değerleriyle birlikte kaynaşma, yakınlaşma, kardeşçe yaşama arzusu öne çıkmak suretiyle Türkiye'de bu acı günlerin sona ermesi gerektiğine inanıyoruz" diye konuştu.

"TERÖRÜN KÖKÜNÜN KAZILMASI LAZIM"
Terörle mücadeleni kesintisiz devam etmesi gerektiğini anlatan Bahçeli, şunları söyledi: "Artık anlaşılmıştır ki terör meselesi Türkiye'de birilerinin söylediği gibi Kürt meselesi değildir. Türkiye'yi bölmeye yönelmiş bir ihanet şebekesinin başta Kürt kardeşlerimiz ve milletimizin bütün fertlerine yapılan saldırıdır. Bunun kökünün kazılması lazımdır ve Türkiye'de bir arada yaşamayı kuvvetlendirecek kardeşlik şuurunun geliştirilmesinde fayda vardır."

Bahçeli, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Bahçeli'ye, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "1 Kasım'da 550 yerli ve milli milletvekili istiyorum" sözleri hatırlatıldı. Bahçeli de, şöyle karşılık verdi: "Çok yanlış konuşuyor. Sayın Cumhurbaşkanı kendisine bir çekidüzen vermeli, sözlerinin nereye gittiğini iyi anlamalı. Ben merak ediyorum, her gün vatanın bir köşesinde bir aile büyük bir acıyla karşı karşıya kaldığında, anaların ağladığında, feryatların dillendirildiği bir ortamda evde nasıl uyuyor, çocuklarıyla beraber bir akşam yemeğini nasıl geçiriyor, hiç mi vicdanı sızlamıyor bu adamın? Kalkmış 550 milletvekili, ne yapacaksın sen Cumhurbaşkanı olarak milletvekilini? O bakımdan sonu felaket Sayın Cumhurbaşkanının, iyi gitmiyor."

"ONUN DEĞERLENDİRİLECEK BİR TARAFI YOK"
Bahçeli'ye bu defa "HDP'li iki bakanın seçim hükümetinden istifa etmesi" hatırlatıldı. Bunun üzerine Bahçeli, "Onun değerlendirilecek hiçbir tarafı yok. Seçim yapmak için her yolu denediler, şimdi de beraberce bu hale gelen bir Türkiye'de ortaklarıyla bana göre göstermelik bir ayrıcalığa düşmüş oldular. Bunun sonunda ya bir pazarlık yapılacak veyahut başka şeyler gelişecek. Takip edeceğiz" karşılığını verdi.

"YAPAMIYORSA İKTİDARI BİZE VERSİN"
Başbakan Davutoğlu'nun, "Çevre ve gürültü kirliliğini engellemek için centilmenlik anlaşması yapalım" çağrısına yanıt veren Bahçeli, "Sayın Başbakanın çağrıdan başka bir gündemi yok. Kendisi çağrı yapacağına terörle mücadelede kararlılık göstersin. Bize ne çağrı yapacak, bizim hayatımız teröre karşı mücadele ile geçiyor. Bizi davet edip ne yapacak yani yapamıyorsa iktidarı versin bize" dedi.

CİZRE'DE SANDIKLARIN TAŞINMASI 
Bahçeli, 1 Kasım'da yapılacak seçimlerde Cizre'deki 3 mahallede sandıkların güvenlik gerekçesiyle başka mahallelerde kurulması kararına ilişkin verilen kararı değerlendirdi. Cizre'de 8 gün süren bir çatışma ortamı olduğunu anlatan Bahçeli, sözlerini şöyle tamamladı:

"Burada üç mahalleye PKK'lılar hakim olmuş ve her tarafı kazmak, dinamitlemek, silah depoları haline getirmek suretiyle bir tavır ortaya koymuşlardır. Buna son verilecek yerde, 'Bu üç mahallede seçim yapılamıyor' diye bir gerekçeyle orada sandıkların kaldırılıp bir başka yere nakli Türkiye Cumhuriyeti Devletinin toprakları üzerindeki hükümranlık haklarının bir kısmını seçim bahanesiyle terk etmek demektir. O hakim kimse görevden alınmalıdır ve savcılar harekete geçmelidir."