PKK, BOMBALI SALDIRILARLA KİME TAŞERONLUK YAPIYOR?

Beşiktaş’ta 10 Aralıkta düzenlenen bombalı araç ve canlı bomba saldırılarının yaraları henüz sarılmamışken bu kez Kayseri’de benzer bir yöntemle muhtemelen aynı taşeron terör örgütü vasıtası ile gerçekleştirilen bir bombalı araç saldırısına şahit olduk.

Kayseri Talas’ta gerçekleştirilen saldırı ile Beşiktaş’ta gerçekleştirilen saldırının benzerliklerini incelemek gerekirse;

  • Her iki saldırı da Cumartesi günü yapıldı. ( bir hafta arayla)
  • Her iki saldırıda da otobüs hedef seçildi.
  • Her iki saldırıda da otobüs hareketsiz ve yolcu alırken gerçekleştirildi.
  • Her iki saldırı da güvenlik güçlerimize yönelik olarak gerçekleştirildi. ( Beşiktaşta çevik kuvvet polisimize, Talasta komandolarımıza)
  • Her iki saldırıda da bombalı araç kullanıldı ve içerisindeki hayvan intihar eylemi gerçekleştirdi.
  • Her iki saldırıda da azami can kaybı hedeflenmiş olarak görülüyor.
  • Her iki saldırıda da benzer şekilde planlama yapılmış olup hedeflerin takibe alınmış olduğu sezinleniyor.
  • Her iki saldırıda da birden fazla kişi gözcülük ve istihbarat yapmış gibi görülüyor.

TERÖR ÖRGÜTLERİNE NE VERİLDİ?

Muhtemelen bu saldırının da failleri Beşiktaş ile aynı çıkacaktır.

Şimdi görülüyor ki, yine bir merkezden terör ihale edilmiş ve bu terörü ihale edenler PKK’yı taşeron olarak kullanıyor. Karşılığında Suriye’de ve Irak’ta hangi petrol kuyularının bu terör örgütüne verildiğine veya hangi uyuşturucu ticaretine güzergâh temin edildiğine de ayrıca bakmak gerekiyor.

Tabi toprak taahhüdü de olabilir bu pazarlığın içinde, bilemiyoruz. Bizimkisi tahmin sadece.

Kodlara bakmak, detayları iyi analiz etmek gerekiyor.

SALDIRILARIN AMAÇLARI NELERDİR?

Bu saldırı ile birçok emelinin bir arada gerçekleştirmeye çalışan bir yapıdan bahsediyoruz.

Bu saldırılar ile birçok şey hedeflendiği açık. Maliyeti bu kadar yüksek saldırıları planlayanların, bu saldırılardan azami verimi elde etmek için hesap yapan emperyalist ve kapitalistlerden başkası olmadığını da herkes az çok takdir ediyordur.

Planladıkları ne ola ki?

  • Türkiye, Halep işgal edilirken ve insanlar katledilirken bu bölgeden uzak dursun,
  • Türkiye, Kuzey Suriye’de kurulmak istenen terör devletine karşı koymaktan ve Fırat kalkanı harekâtından vazgeçsin,
  • Türkiye, Musul ve Telafer’e karşı yürütülen Şİİ İŞGAL HAREKETİNE karşı tehditkâr tutumundan vazgeçip, durumu kabullensin,
  • Türkiye, Kerkük ve diğer bazı şehirleri PKK işgaline terk edenlere karşı cephe oluşturamasın,
  • Türkiye Kuzey Irak’ta Barzanilerle Petrol Anlaşmaları yapmaktan ve Başika ve benzeri gibi kamplarda sünni Müslümanları yetiştirip ordu kurmaktan vazgeçsin,
  • Türkiye, güney sınırlarında oluşturduğu güvenlik duvarını kaldırsın,
  • Türkiye, terörle mücadele etmesin, mücadele eder gibi görünsün,
  • Türkiye, mevcut idarecilerini değiştirsin,
  • Türkiye, Ortadoğu’da süren kirli ve kanlı savaşın içerisine girsin, girsin ki tıpkı Suriye ve Irak gibi parçalansın, yok edilsin, şehirleri tarumar edilsin, insanlar canlarından olsun
  • Türkiye FETÖ, PKK, DHKPC, PYD gibi terör örgütlerine karşı içerde ve dışarda yürüttüğü tüm faaliyetleri bıraksın,
  • Türkiye ve özellikle İstanbul dünyanın merkezi oluyorken, hem ekonomik hem de güvenlik olarak uygun bir yer olmadığı algısı tüm dünyada oluşturulsun.
  • Türkiye dünyanın yeni moda ve ekonomi merkezi oluyor, bu derhal durdurulsun.
  • Türkiye kendi savunma sanayini kurdu ve teknolojik silahlar üretiyor, silah pazarına saldırıyor ve bir an önce vazgeçsin,
  • Türkiye Neo Osmanlıcılık hayalinden vazgeçsin,
  • Türkiye halkının İslam dini ile arası açılsın,
  • Türkiye insanı etnik ve mezhepsel olarak tahrik edilerek ülkenin kültürel, sosyal ve coğrafi anlamda bölünmesi gerçekleşsin,
  • Türkiye’de bin yıldır birlikte yaşayan insanlar arasında iç savaş çıksın, Tıpkı Suriye ve Irak’ta olduğu gibi insanlar birbirlerini öldürsün, yok etsin, ülkemiz düşmanların eline gayet savunmasız ve muhtaç bir şekilde düşüversin,
  • Türkiye’nin tarihsel ve kültürel bağlarının olduğu Ortadoğu coğrafyasında bulunan milletlerle arasına tedavi edilemez nifaklar sokulsun ve birlik kurulması önlensin,
  • Türkiye Avrupa’nın ikiyüzlü tavırlarını yüzüne vurmaktan vazgeçsin, mülteci kartını kullanarak tehdit etmekten vazgeçsin, vizeleri kaldırılmasını istemesin, Avrupa Birliğinin çürümüş değerlerini ve insanlıktan ne kadar yoksun olduğunu dünyaya ifşa etmeyi terk etsin,
  • Türkiye, NATO’ya ve AB’ye karşı Şangay teşkilatını şantaj vesilesi olarak kullanmasın, yönünü doğuya çevirmesin
  • Türkiye, Kırım Tatarlarına sahip çıkmasın, Kırımın Rusya’ya ilhakına ses çıkarmasın, Ukrayna’nın diğer şehirlerinin işgaline ses çıkarmasın, 
  • TÜrkiye bir an önce ortadoğuda süren savaşın içine fiilen çekilmek isteniyor. Eğer Türkiye savaşa girerse Türkiyeyi yok edip, Sevri tekrar gündeme getirmek çok daha kolay olacak
  • İç Savaş çıksın ve millet birbirini yesin


KISACA : TÜRK MİLLETİ ve DEVLETİ YOK EDİLMEK İSTENİYOR. TÜM BU SAYDIKLARIMIZIN TEMEL AMACI BUDUR. YÜZ YIL ÖNCE BİTİREMEDİKLERİ HESABI KAPATMAYA ÇALIŞIYORLAR.

KİM BUNLAR?

Amerika, İsrail, İngiltere ŞEYTAN ÜÇGENİ

Rusya, İran, Çin ENTRİKA ÜÇGENİ

Ve bu üçgenleri nihai kertede tek merkezden yönetip yönlendiren, hepsinin içinde bir tümör gibi büyümüş olan siyonist sermayenin başlarıdır.

BU SORUN NASIL ÇÖZÜLÜR

Gücümüz nispetinde vur-kaç taktikleriyle karşımıza örülen lanet duvarları taş taş yerinden sökmek gerekir. Örnek mi; Kobani vb ilçelere kurulan terör öbeklerini yok etmek, oluşturulan pkk-pyd kantonlarını başlarına geçirmek,

Avrupa, Amerika, İsrail, İngiltere, Rusya ve benzeri ülkelerden ihraç edilen terör eylemlerini misliyle geldikleri yerlere iade etmek

Suriye’de Esed, İran şii militanları gibi çakal sürülerini yine aynı taktikle etkisizleştirecek uzun soluklu operasyonlar düzenlemek

İçerde ve dışarda terör örgütlerine yardım ve yataklık edenleri tek tek vatandaşlıktan derhal atmak, bulundukları yerde iş göremez hale getirecek mikro birlikler oluşturmak

KUŞATILMAK İSTEMİYORSAN, ÖRÜLEN DUVARLARIN TAŞLARINI DAHA ÖRÜLÜRKEN KIRACAKSIN

Şimdi özellikle içeride muhalefetin görüşlerini duyunca “ bunlar dost mu düşman mı?, kime hizmet ediyorlar?” diye sormak gerekiyor.

Neden ülkemize karşı yürütülen bu kuşatma harekâtına karşı mücadele ettiğimizi sorguluyorlar.

Ya kafaları basmıyor ya da birileri gibi siyasete sızmış casus olmalılar.

Türkiye’nin karşılaştığı bu işgal ve kuşatma harekatı sadece cumhuriyet döneminin değil, öncesinin de sorunudur. Biz nasıl ki bin yıldan fazla bir süredir bu toprakları vatan yapmak için uğraşıp didindikse, düşmanlarımızda aynı süredir bizleri bu topraklardan söküp atmanın peşindeler.

Bunu anlamak için çalışmaktan kel olmuş, okumaktan gözü bozulmuş, ve yüzündeki kırk çizgiden tanınmaz hale gelmiş olmak gerekmiyor.

Brthaberanaliz Tolga Merdoğlu