Parlamento mu, Başkanlık mı?

Düğümü MHP çözecek.

Devlet Bahçeli gündemi silkeleyen açıklamalar yapmaya devam ediyor.

Geçen hafta başkanlık için “ getirin meclise görüşelim” demişti. Ardından kendisine ve partisine yöneltilen eleştiriler üzerine tekrar açıklamalarda bulundu ve “ biz henüz neye oy vereceğimizi bilmiyorken siz neyi eleştiriyorsunuz” mealinde ifadeleri oldu. Bugünkü Meclis birlik toplantısında yine benzer açıklamalarda bulunarak;

"MHP, parlamenter sistemden yanadır, revize edilmesini istemektedir. Ne çare kulp takmayı sürdürüyorlar. Mahşer midillisi gibi ortalıkta gezinip koro halinde bize saldırıyorlar. Bizim ağzımızdan evet ya da hayır çıkmamışken, anayasa teklifinin ne içerdiği belli değilken, referandum yapanlar darbe şakşakçılarıdır, kriz heveslileridir. Bunlar nato kafa, nato mermerdir. MHP'nin TBMM'de tercihi ne olursa, milletin karşısında da tıpatıp aynısı olacaktır." dedi.

Aslında bu açıklamayı dün Semih Yalçın’ın sözleri üzerine yapmıştı. MHP Genel başkan yrd. Yalçın “ MHP başkanlık referandumu için yolu açacak ama referandumda Başkanlığa hayır diyecektir” şeklinde bir açıklama yapmıştı.

Devlet beyin bugünkü açıklaması ise bu açıklamanın yarısını onaylarken diğer yarısını hükümsüz bırakacak niteliktedir.

Bahçeli Mecliste de Referandumda da aynı oyu vereceklerini ifade ederek Semih Yalçın’ı yalancı çıkarmış oldu.

MHP acaba siyasi tango mu yapıyor? Yoksa kamuoyunu mu yokluyor?

Bizim gördüklerimiz ve duyduklarımızla geliştirdiğimiz fikrimiz zaviyesinden “ MHP'nin bir kısmı bu başkanlık işini benimsemiş ancak sorumluluğu tek başına almak yerine, kararı milletin güçlü iradesine bırakmanın daha geçer akçe olacağını düşünüyor.

MHP içerisinde başkanlığı isteyenlerle istemeyenlerin oranı neredeyse eşit gibi duruyor.

Hal böyle olunca Devlet Bahçeli ve ekibinden farklı sesler de duymak mümkün oluyor. Aslında MHP ve Devlet Bahçeli 15 Temmuz sürecinden sonra çok önemli roller üstlenerek herkesin tekrar saygınlığını kazanmayı başardı.

15 Temmuz sürecini siyasi olarak da çok iyi yöneten, Yeni kapı ruhunu halen bihakkın devam ettiren MHP lideri Bahçeli, yine çok önemli bir konuyu gündeme taşıyarak vatanperverliğini devam ettiriyor.

Başkanlık tartışmalarının içi boş olarak yürütülmesinin siyasi meşguliyet ve rahatsızlık verdiğinin farkında olan Bahçeli, bu oyunun daha fazla sürdürülmesine müsaade etmeyerek, Ak partiye “teklifinizi meclise getirin, gündeme alıp görüşelim” şeklinde öneri sunmuş ve ak parti tarafından da geri çevrilemeyecek bir hamle yapmıştır.

Siyasi oyunları meşhur olan Akpartinin bu köşeye sıkışma sınavını atlatabilmesi pek mümkün görünmüyor. Er ya da geç Başkanlık hakkında ne tür bir teklif ve hazırlıkları olduğunu kamuoyu ile ve meclisle paylaşmaları gerekiyor. Aksi takdirde hem milleti hem de reis-i Cumhuru oyaladıkları fikrine kapılmak içten bile olmayacak.

Hal böyle olunca MHP başkanlık sisteminin nalına da vuruyor mıhına da.

Nalına vuruyor ki kimin ne teklifi varsa ortaya koysun ve içeriği belli olan bir metin milletin huzurunda tartışılsın. Mıhına vuruyor ki, şimdiden partilerin içinde ve dışında, siyaset konuşan herkesin, aklındaki ile dilindeki eşleşsin. Fikirler, destekler ortaya çıksın. Kısacası MHP "sütü inekten değil, sinekten sağıyor"

Kendilerinin revizyon görmüş bir parlamenter sistemin savunucusu olduklarını ifade ettiklerine göre, referandum sayısı olan 330 vekili sağlayacak desteği meclis oylamasında verip, ki “bu MHP nin azınlık vekilini oluşturduğundan aslında mecliste de parlamenter sistemden yana çoğunluk oluşturmuş oluyorlar”, böylece referandum oylamasında da parlamenter sistemi savunacakları mesajını net olarak iletmiş oluyor.

Devlet Bahçeli kendisine saldıranlara haklı olarak köpürüyor. Çünkü sözün gerçek anlamını idrak etmeden sekiz sütuna manşet açıklamalar yapan siyasi yangabozların tek derdi MHP’ye çamur atmak oluyor.

Devlet Bahçeli ve MHP’nin 15 Temmuzdan bu yana Vatanın ve Milletin safında yer tutması onları daha uzun süre gündem belirleyen ve haklı olan konumunda tutmaya devam edeceğe benziyor.

Bu örnek siyasi çizginin tüm partiler ve siyasetler için de  ; “ Haklı olmak için değil, Hakk için konuşan Vatanperverler olmak” yolunda şiar olmasını diliyorum.

 

Selam ve Saygı ile,

Selim Bilâl……………