Önce “Dokuz doğurmak” deyiminin hikayesini anlatalım…

Bir zamanlar İzmir’in bir yerinde asayiş bozulmuş…

Şehirde düzeni yeniden sağlaması için 2. Mahmut döneminin ünlü kaptan-ı deryası Çengeloğlu Tahir Paşa, İzmir’e vali olarak atanmış…

Paşa göreve gelir gelmez sıkı tedbirler almış…

Geceleri belirli saatler arasında sokağa çıkma yasağı uygulamış…

Yasağa uymayanları zaptiyeler yakalar, karakola atarlarmış…

Yine bir gece adamın birinin karısının doğum sancıları tutmuş… Kadıncağız kıvranıp dururken adam da ebe bulmak için yasak olan saatte sokağa çıkmak zorunda kalmış…

Şans bu ya daha dışarı adım atar atmaz zaptiyeler yakalamış adamı... Adamcağız derdini bile anlatamadan kendini karakolun bahçesinde bulmuş…

Karakolda zaptiyeler yasağa uymayanları sıraya dizmişler…

Sorguyu bizzat Tahir Paşa yapıyormuş…

Bir kaşı havada, asık bir yüzle tek tek sorgulamaya başlamış adamları… Sorgusunu aldığını da hemen oracıkta falakaya yatırtıyormuş…

DOKUZ DOĞURAN ADAM

Bizim adamcağız da dokuzuncu sıradaymış…

Zavallı adamın alnından terler boşalmış…

Korkudan ne yapacağını şaşırmış…

Birinci adam sorgulanmış, falakaya yatırılmış…

İkinci sorgulanmış, haydi o da falakaya yatmış…

Nihayet dokuzuncu sırada bekleyen bizimkine söz gelmiş…

Paşa hiddetle çıkışmış…

“Bre duymadın mı sokağa çıkma yasağı olduğunu, ne işin var o saatte dışarıda ”…

Adam korkudan fal taşı gibi açılan gözlerle, “Aman efendim, emriniz başım gözüm üzerine lâkin bizim hanım doğuruyordu…

Vallahi de, billahi de, tallahi de ebe bulmaya çıkmıştım...

Daha bir adım atamadan zaptiyeler tuttu attı beni buraya…

Suçsuzum ben yemin ederim”…

Adamcağızın doğru söylediği her hâlinden belliymiş…

Paşa zaptiyelere adamı bırakmalarını işaret etmiş…

“Bu seferlik affediyorum seni ama o karına söyle bir daha olur olmaz saatte doğurmaya kalkmasın” diye de tembihlemiş…

Zavallı adamcağız süklüm püklüm selamlayıp paşayı tutmuş evinin yolunu...

KARISININ ÖFKESİ

Evine gelmiş ki karısı yanında nur topu gibi bir oğlanla yatıyor...

Ama hanımın suratı bir karış…

Adamcağız tam karısının yanına yaklaşmış, geçmiş olsun diyecekmiş ki kadın çıkışmış…

“Hani ebe bulmaya çıkmıştın, nerelerdesin sen, ben burada acı çekeyim çocuğunu doğuracağım diye, sen kim bilir nerelerde sürtüyordun”…

ADAMIN VERDİĞİ YANIT

“Aman hanım” demiş adam…

 “Kurban olayım bir de sen başlama...

 Vallahi sen burada bir tane doğurana kadar ben dışarıda dokuz doğurdum”…

BAFRA DA DOKUZ DOĞURANLAR

Tıpkı yukarıdaki hikayenin baş kahramanı gibi Bafra ’da da dokuz doğuran kurum müdürleri var…

Bafra Devlet Hastanesi Başhekimi’nin sözleşmesi Ekim ayında bitiyor…

Geldiği günden bu yana hastanede bir türlü disipline sağlayamayan Başhekim’in Ekim ayında sözleşmesi bitiyor.Sözleşmesinin Yenilenip yenilenmeyeceği siyasilere kalmış…

Başhekimde bunların farkında 30 gün daha uykusuz geceler Başhekimi bekliyor…

Tedavi olmak için hastaneye giden hastalar ve hasta yakınları dokuz doğuruyor…

İŞKUR MÜDÜRÜ

Özel sektöre yönelik "istihdam" amaçlı gönderilen işçilerin ekseriyetinin, hiç işe gitmeden bankamatik personel olarak, faaliyet gösterdiği, iddiaları ayyukada?

Firmalara istihdam aşamasında ayrımcılık yaptığı, iddiaları heryerde konuşuluyor…

Müfettişlerin gelmesi an meselesi

SAMSUN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ FARKI

Su fiyatlarına yapılan yüksek orandaki zamlar nedeniyle faturaları neredeyse üçe katlayan hamam işletmecileri gibi çok su kullanmak zorunda olan esnaf dokuz doğuruyor…

Yazımız'ın ikinci bölümü ay sonunda yayınlanacaktır.