Dünya genelinde her yıl ortalama 18 milyon insana kanser teşhisi konuluyor ve bu vakaların iki milyondan fazlasını akciğer kanseri oluşturuyor.
Tüm dünyada en sık görülen ve en ölümcül kanser türü olan akciğer kanseri, özellikle sigara kullanımının artmasıyla birlikte toplum sağlığını ciddi ölçüde tehdit eden önemli bir hastalık konumunda. Kasım ayı Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı dolayısıyla bu zorlu hastalık hakkında bilgiler veren Acıbadem Maslak Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Özlem Er, Türkiye’de her yıl 35 bin insanın yakalandığı akciğer kanseri ile ilgili en önemli konunun, bu hastalığın “önlenebilir” olması olduğuna dikkat çekiyor.
Prof. Dr. Özlem Er, hem kişinin kendisini koruması hem de koruyucu hekimlik uygulamaları sayesinde akciğer kanserinin görülme sıklığının azaltılabileceğini vurguluyor. “Son yıllarda uygulanan sigara bırakma politikalarını daha etkin ve ümit verici buluyorum” diyen Prof. Dr. Özlem Er, sigara kullanımının toplum genelinde azalmasıyla akciğer kanserinin en ölümcül kanser türü olmaktan çıkabileceğinin altını çizerek akciğer kanserinden korunmanın 6 yolunu anlattı.
SİGARA VE TÜM TÜTÜN ÜRÜNLERİYLE İLİŞKİNİZİ KESİN
Akciğer kanserine yakalanmada en önemli risk faktörünün sigara olduğunu belirten Prof. Dr. Özlem Er, her gün içilen sigara sayısı ve sigaranın kullanıldığı yıl sayısı ile doğru orantılı olarak riskin de arttığını ifade ediyor. “Ancak yine de sigara yalnız değil. Pipo, puro, nargile gibi diğer tüm tütün ürünlerinin kullanımı ya da pasif içicilik yoluyla bunlara maruz kalmak da aynı ölçüde risk yaratıyor” diyen Özlem Er, sigara ve tütün ürünlerinin akciğer kanserinin yanında ses teli (larinks) ve boğaz (farinks) kanserleri riskini önemli ölçüde artırdığının da altını çiziyor.
PASİF İÇİCİLİĞİ HAFİFE ALMAYIN
Sigara dumanına maruz kalma olarak tanımlanan “pasif içicilik” ise kişi sigara içmese bile sigara dumanından yoğun olarak etkilenme durumunu tanımlamak için kullanılıyor. Sigara dumanında bulunan nitrozamin, amonyak, karbonmonoksit gibi toksik maddeler kanser riskini yükseltiyor. Maruz kalınan fiziksel alan ne kadar küçükse sigaranın zararlı etkileri o kadar fazla oluyor.
Asbestten ve bu maddelerden uzak durun!
Asbest ve kansere neden olduğu bilinen arsenik, krom, nikel gibi maddelere maruz kalmak akciğer kanserini tetikleyen unsurlar arasında. Özellikle asbest Türkiye’de akciğer kanserine yakalanmada önemli risk faktörlerinden biri. Sigara içen bireylerin buna ek olarak asbeste maruz kalması ise kansere yakalanma riskini katlıyor.
RADON GAZINA KARŞI EVİNİZİ SIKÇA HAVALANDIRIN
Sigaradan sonra en önemli ikinci akciğer kanseri nedeni olarak kabul edilen radon, renksiz ve kokusuz bir gaz. Toprakta ve suda mevcut bulunan ve uranyum kaynaklı bir gaz olan radon yukarı doğru hareket ediyor ve özellikle binaların alt katlarını etkiliyor. Bodrum katlarda ve madenlerde yoğun olarak birikebilen radon gazı zehirli etkilerini soluma yoluyla gösteriyor. Radonun etkilerinden korunmak için evlerin sıkça havalandırılması tavsiye ediliyor.
BESLENME DÜZENİNİZİ GÖZDEN GEÇİRİN
Prof. Dr. Özlem Er, hemen bütün hastalıklarda olduğu gibi sebze ve meyveden yana zengin bir beslenme düzeninin akciğer kanseri riskini de azalttığını ifade ediyor. Bunun yerine vitamin A, C, E ve beta karoten kullanılması, yaklaşık yüzde 25 koruma sağlayan bu tip beslenmenin yerini tutamıyor. Ayrıca yapılan iki ayrı çalışma sigara kullananlarda beta karoten alımının ölüm oranlarını artırdığını ortaya koyuyor.
HAVA KİRLİLİĞİ FAKTÖRÜNÜ DE HESABA KATIN
Bir diğer önemli konu hava kirliliği. Sanayileşmiş bölgelerde yaşayanlar ve egzoz gazına yoğun biçimde maruz kalanlar, akciğer kanserinin gelişmesine zemin hazırlayan polisiklik aromatik hidrokarbonlarına (PAH) çok daha fazla maruz kalıyorlar. Bu etkilerden korunmak için önerilen şeyse mümkün olduğunca endüstriyel bölgelerde ikamet etmemek ya da yoğun trafik merkezlerinden uzakta kalmak.
30 yıl günde 1 paket veya daha fazla sigara içiyorsanız
Akciğer kanserinin erken tanısı için yapılan çalışmalar 30 yıl günde 1 paket veya daha fazla sigara içen kişilerin 55-74 yaş arasında düşük radyasyonlu helikal bilgisayarlı tomografi ile tarama yaptırması gerektiğini ortaya koyuyor. Böylece akciğer kanseri erken dönemde teşhis edilebiliyor ve hem yaşam süresi hem de kalitesi artırılabiliyor.