Wikileaks’ın kurucusu Assange 3 yıldır sığındığı Ekvator’un Londra büyükelçiliğinden dışarı adımını atamıyor. Çünkü adımını attığı an Amerikan gizli servisi tepesine binecek.

 Başka bir ifadeyle ABD, devlet sırlarını ifşa eden bu haini (ABD ye göre) tuttuğu anda öpeceği için Assange denilen Amerikan vatandaşı Ekvator büyükelçiliğinde hapis hayatı yaşıyor.
Cumhuriyet gazetesi ve yazarı Can Dündar geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin Devlet sırlarını ifşa etmişlerdi. Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan, mit tırlarına ait olduğu iddia edilen fotoğrafları defalarca yayınlayıp Türkiye’nin her açıdan zararına olabilecek eylemlerin faili olmuşlardı. Peki, Cumhuriyet gazetesinin imtiyaz sahibi, idarecisi ve bu haberlere imza atan elemanı şu anda neredeler?
Ekvatorun Ankara büyükelçiliğinde mi? Yoksa Kandıra F tipi ceza evinde mi? Yoksa yurtdışına mı kaçtılar?
Hiçbiri değil. Bu hainler maalesef aramızda rahatça dolaşıyorlar.
Hasbelkader seçimler neticesinde devleti yönetme görevi verilmiş olan hükümet ve ona bağlı kurumların yaptığı iş ve icraatları, devlet sırrı niteliğindeki işleri, dinlemek, ifşa etmek, karşı operasyon yapmak dahil birçok ihanet eylemine imza atmış nice T.C. vatandaşı maalesef aramızda dolaşıyorlar. Peki, bu nasıl oluyor? Amerika’ya ihanet eden birisi bırakın etrafta dolaşmayı açık havaya bile çıkamazken, yüzlerce hain Türkiye’de nasıl bu kadar rahat hareket edebiliyor?
Bizim kanunlarımız mı yetersiz, hassasiyetlerimiz mi farklı, yoksa bu arkadaşların arkası çok mu sağlam? Problemin kaynağını merak ediyoruz doğrusu. Nasıl oluyor da Türkiye hainlerine karşı bu kadar müsamahakâr olabiliyor?
Güçlü devlet olmak biraz da kural ve kurumları çalıştırmaktan geçmiyor mu? Kanunlarda açık olarak belirtilmiş olan suç eylemlerini işleyenler hiçbir soruşturmaya tabi tutulmazsa, yargıda ceza alıp cezası onandığı halde ortalıkta dolaşanlar varsa gerçekten çok büyük sorunlarımız var demektir.
Zaten siz eğer ihanet içerisinde olanlara karşı devlet olarak gerekli kovuşturmayı anında yapmıyorsanız, bu hainleri cesaretlendirmiş oluyorsunuz. Tıpkı Cumhuriyet gazetesinin yaptığı gibi. Baktılar ki dokunan yok, yayınlamaya devam ettiler. Hepimiz şahidiz değil mi?
Hainlikler bununla da bitmiyor. Bakın güneydoğu sınırımızda, hemen burnumuzun dibinde olan bitenlere. Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’de sözüm ona bir kürt devleti kurma çalışmaları son sürat devam ediyor. Tabi ki işin başında şeytan üçgeni var. Yani ABD, İngiltere ve İsrail.
2013 yılında Türkiye’nin Kuzey Irak ile yapmış olduğu petrol anlaşmasının ardından, bu anlaşmadan ciddi şekilde rahatsızlık duyan ve “ bizden habersiz Barzani ile anlaşma yapmak neymiş size göstereceğiz” deyip harekete geçen şeytan üçgeni, önce işid denilen terör grubunu kurarak bölgeyi hallaç pamuğu gibi attı. Ardından onları bahane edip yaptığı bombardımanlarla etnik temizlik ve zoraki göçe tabi tuttuğu Arap, Türkmen ve sağduyulu kürtleri boşalttığı alanlara pkk, pyd ve ypg terör gruplarını yerleştirdi. Bütün bunları yaparken de Türkiye’yi gezi olayları ile meşgul etmeyi de ihmal etmedi.
Bu oyun henüz bitmedi. Kendilerince oluşturdukları güvenli bölgeyi genişletmek ve Akdenize açmak için ilmek ilmek ördükleri bu kilimi bitirmek için bir iki hamleleri daha var.
Bunlardan bir tanesi Türkiye’nin güneyini karıştırıp bölgede daha geniş alanlara hükmetmek, ikincisi ise kendilerince zaten ihtilaflı olan Hatay bölgesini işgal edip Türkiye’den koparmak. Şeytan üçgeninin petrol için en uygun ve güvenli taşıma alanı ilan ettiği bu bölge ve burada kuracakları armenia-kürdia devleti ile emellerine ulaşmış olacaklar. Türkiye’nin doğu ve güneydoğu bölgesi ile Suriye ve Irak’ın kuzey bölgeleri hedef alandır.
Şeytan üçgeni bu işi yaparken çok da zorlanmıyor görüldüğü üzere. Türkiye içeride hükümet kurma telaşına düşürüldüğü şu günlerde gerekli tepkileri koyamıyor maalesef. Üstelik iç ve dış hainlere gerekli cevabı veremediği için de ipini koparan bölgede terör estiriyor. O bölgede kurulabilecek bir yapay devletin bölgenin ortasına yerleştirilmiş bir atom bombasından farkı olmayacağı aşikâr iken ülkemizin gereken çalışmaları neden yapamadığını ya da neden bu kadar etkisiz kaldığını artık mecnunlar bile sorgular oldu.
Yakın gelecekte çok daha büyük sorunlar bizi bekliyor. Meclise 80 vekil ile giren hdpkk sizce meclisi çalıştırır mı? Yoksa bunlar her gün özerklik ve resmi dil diyerek ortalığı karıştırıp, meclisi çalışmaz hale getirmek için ellerinden geleni yapmazlar mı?  Kesinlikle hedeflerinde bu var.
Çünkü onlar için Ankara’daki meclis sadece gizli emellerine erişecekleri geçici bir durak. Çünkü onlar, ekmeğini yiyip havasını teneffüs ettikleri bu vatanı hala vatan olarak kabullenemediler. Çünkü onlar bu ülkenin has evlatlarını kendilerine düşman belleyip şeytan üçgeni ve bilcümle vatan haini ile birlikte ülkeyi yıkmak için ellerinden geleni yaptılar ve yapmaya da devam edecekler. Amaçları sadece güneydoğuyu değil İstanbul’u, İzmir’i, Ankara’yı, Bursa’yı, Trabzon’u velhasıl tüm vatanı ele geçirmektir.
Bir gezicinin tabiriyle “Yoksa sen hala anlamadın mı arkadaş”?
Mesele kürtçe konuşamamak değil, Mesele Türkçe konuşturmamak.
“Meseleyi mesele yapmazsak ortada bir mesele kalmaz” diyen nüktedan siyasetçimiz,  9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’e Allah’tan gani gani rahmet dilerken,
Meseleyi artık mesele yapıp çözüm getirmek ve netice almak zamanıdır diyorum. Hainlere müsamaha göstermeye devam edilmemeli, hainler anında hak ettikleri cezayı almalı, nerede hain varsa ( Basında, mecliste, kamuda, yolda, dağda, izde) tümü acilen bulunmalı ve gereken yapılmalıdır. Türkiye’nin kurtuluş ve dirilişi için zamanı kalmamıştır.
 
Selim Bilâl……………..