22 haziran 2012

(22 Haziran 2012'de bir Türk keşif uçağının Lazkiye'nin güneyinde düşürülmesinden sonra Türkiye Suriye'ye ilişkin 'angajman kurallarını' değiştirmiş, Türkiye sınırına 'güvenlik riski ve tehlikesi oluşturacak şekilde' yaklaşan her Suriyeli askeri unsur, askeri hedef olmuştu.)

 

Suriye’nin uçağımızı düşürmesinin üzerinden tam 1 yıl 9 ay geçti. Bir başka deyişle Türkiye Suriye’ye karşı angajman kurallarını değiştireli 2 yıla yakın bir zaman oldu. Şehit Yüzbaşı Gökhan Ertan ve Şehit Teğmen Hasan Hüseyin Aksoy’a Allah’tan rahmet diliyoruz. Bu süreç zarfında bir başka F-16 uçağımız keşif esnasında Amanoslar’a düştü.  Şehit pilot Hamza Gümüşsoy’a bir kez daha Allah’tan rahmet diliyoruz.

 

Eylül 2013

Değişen angajman kuralları gereği eylül 2013 de sınır ihlali yapan ve uyarılara aldırış etmeyen Suriye helikopteri Türk jeti tarafından füze ile vurularak düşürüldü.

 

24 mart 2014

Teyakkuz halinde olan ve sürekli keşif uçuşları ile sınırlarımızı koruyan Türk Hava kuvvetlerimize bağlı F-16’larımız  son olarak geçtiğimiz pazar günü 4 kez uyarının ardından sınır ihlalinde ısrar eden bir Suriye savaş uçağını füze ile vurarak düşürdü. Sözde değil özde bir değişiklik olduğunu tüm dünya ve Suriye’nin şımarık ve tacizci yetkilileri de bir kez daha görmüş oldu. Bazı dostlar diyor ki;" Angajman kuralları değişti diye vurmak zorunda mıydık?" - Evet, müdahale etmek zorundayız. Çünkü, onlar askeri uçağımızı düşürdüler ve ne kadar saldırgan oldukları tescillendi. Topraklarımıza askeri unsurlarla girdiklerinde onlardan barışçıl bir tavır mı bekleyeceğiz?

Mart 2014

Angajman kuralları değişti değişmesine de, hala değişmeyen birçok şey var .  Suriye’de ölümler durmuyor. Kadın, çocuk, yaşlı demeden 150 bine yakın İNSAN katledildi. 3 milyona yakın insan yurtlarından edildi. 1 milyona yakın Suriyeli tutuklandı . (Türkiye gazetesi yazarı Ceren Kenar kronolojik sıra ile Suriye’de olayların nasıl başladığını, iç savaşa nasıl dönüştüğünü 24 mart yazısında  detaylı şekilde işlemiştir.)

 

Suriye Yanıyor!

Suriye’de yıllarca demokrasi ve insan haklarına hasret kalan (bazı vatandaşlarına hala nüfus kağıdı bile verilmemektedir) Suriyeliler, Arap baharı çerçevesinde demokratik gösterilerle başladıkları özgürlük maratonuna hepinizin bildiği korkunç tablo ile karşı karşıya kalarak devam etmektedirler. Batının ikiyüzlü politikaları ve BM in sürekli Rusya’nın veto tehdidiyle çalışamayan mekanizmaları da iç savaşın bu denli vahşileşmesine sebep olmuştur. Adeta bölge ülkelerinin ve dünya devlerinin güç gösterisi ve satranç oyunlarının arenası haline gelen Halep, Şam, Humus ve daha birçok şehir harap ve bitap düşmüş, insanlar ölümlerden ölüm beğenir olmuştur. BM , Ocak 2014 itibarı ile Suriye’de ölü sayısı hesabının bırakıldığını açıklanmıştır.

 

Kan Türkiye'ye sıçrar mı?

Işid denilen yapının arkasındaki gücün İsrail ve Esed olduğu söyleniyor. Eğer bu doğruysa ellerindeki istihbari bilgi ve savaş argümanlarının da etkili olduğunu ve buna göre önlem almak gerektiğini söylemek gerekir. Psikolojik harp desteği aldıkları çok kesin olan bu silahlı terör gurubu Suriye içlerinde kalan vatan toprağımızı ve orada bulunan askerlerimizi tehdit ederek  Türkiye'yi bilinçli şekilde taciz etmektedir. Amaç ülkemizi Suriye'deki çatışma ortamına çekmektir. Bunda da kısmen başarılı oldukları son ortaya çıkan ses kaydı ile anlaşılmaktadır.  Türkiye orta doğunun değişen dengeleri içerisinde yeni siyasetini ivedilikle ortaya koymalı ve savaş dahil her türlü seçeneği değerlendirmelidir. Savaş kartının ortada durması düşmana korku, dosta güven verecektir. Ulusal menfaatlerimizin gereği yapılmalıdır.

 

Değişen angajman kuralları ve Think Thank

 Devletin üst bürokrasisi her türlü fikri masaya yatırıp senaryolar üzerinde çalışmaktadır. Doğal ve doğru olan da budur. En kısa zamanda casusluk faaliyetlerine karşı da Think Thank ekibi çalışmalıdır. 

Türkiye'de muhalefetin angaje olduğu yer iç ve dış casusluk faaliyetlerinin merkezidir. Aldıkları bilgileri kullanarak iktidar olacaklarına inanmışlardır.  Muhaberatın, cianın ya da mossadın neden casusluk yaptığını sorgulama hakkınız yoktur. Mitin işi neyse onların da işi budur. Burada ortaya çıkarılması gereken bu casusluk ağının içerideki kanallarıdır. Yerli işbirlikçileri ve hainlerdir. Ne şekilde ortaya çıkarılacağı , bunun kamuoyuyla paylaşılıp paylaşılmayacağı üst bürokrasinin ve siyasilerin bileceği iştir. İçeride bir kısım basın, bir kısım siyasiler ve bir kısım sermaye bu işin içinde gibi görünüyor. Bunların amacı eğer sadece iktidarı elde etmekse yanlış yolda yürüyorlar. Tüm muhalefetin gözden kaçırdığı bir şey var. Bu şekilde devam ederlerse muktedir olacakları bir siyaset kalmayacak. Hükümetle uğraşayım derken devletin temellerine dinamit koymaktalar. Kim bilir kendilerine gelen istihbarat bilgilerinin karşılığıdır belki de bu durum. Yorum sizin.....

 

Bizler;

Vatan sevgisi yerine ihanete,

İnsan sevgisi yerine katliamlara,

Helal lokma yerine harama,

Hizmet aşkı yerine himmete,

Millet sevgisi yerine kafatasına,

Devletin bekası yerine siyonizmin uşaklığına angaje olursak eğer, daha birkaç yüzyıl sözü dinlenmeyen güruh olarak kalacağız demektir.