Soruya verdiğiniz cevap ile Dünyanın gidişatının da ne tarafa olduğunu belirtmiş oluyorsunuz.
Benzerlikleri

Birisi Alman asıllı, diğeri Alman vakıflarından şerbetli
Birisi rezidans kralı, diğerinin kızı rezidans kraliçesi

Birisi cumhuriyetçi parti adayı, diğeri Cumhuriyet partisinde genel başkan

Birisi Müslümanların ülkesine girmesini istemiyor, diğeri başı kapalıların kamu kurumlarına girmesine karşı

Birisi Amerika’da diğeri küçük Amerika’da yaşıyor.

İkisi de Müslümanlardan hoşlanmıyor

İkisi de Suriye’de esedi destekliyor

İkisi de terör destekçisi

İkisini de siyonist lobi destekliyor



Farklılıkları

Birisi sarışın, diğeri kumral

Birisi kısa ve sıska, diğeri uzun ve şişman

Birisi kel, diğeri sırma

Birisi 3 diğeri tek evlilik yaptı

Birisinin 5 diğerinin 3 çocuğu var

Birisi 70, diğeri 68 yaşında

Birisi gafı bilerek, diğeri bilmeyerek yapıyor



Yukarıda benzerlikleri ve farklılıkları belirtilen ikili aşağıdakilerden hangisidir?

a) Charlie Chaplin -Kemal Sunal

b) Graham Bell- Hezarfen Ahmet Çelebi

c) Trump -Kılıçdaroğlu

d) Mel Gibson - Ekrem Bora

Soruya verdiğiniz cevap ile Dünyanın gidişatının da ne tarafa olduğunu belirtmiş oluyorsunuz. Önümüzdeki dönemde büyük küçük ülkelerin yönetimlerinde hangi tiplerle hasbihal edileceğinin önsözünü çıkarıyorsunuz.

Özelde Türkiye ve genelde Dünya için çok talihli zamanlar geleceğe benzemiyor. Ticari tercih ve beklentilerin siyasi oluşumları belirlediği günümüz dünyasında kimisi direkt kimisi de kuklalar vasıtasıyla yönetimleri ve yöneticileri belirliyor. Yüzyıl önceki tabiriyle bir “orta oyunu” sergilenerek vahşetler üzerinden ticaret, kin ve nefret üzerinden siyaset devşiriliyor.

Buna bağlı olarak savaşlar da geçmişten farklı cereyan ediyor. Yiğitlerin meydana çıkıp kozlarını paylaştığı ve neticesini de saygıyla karşıladığı savaşlar çok gerilerde kaldı. O savaşlar yapılır ve biterdi.

Savaşları artık şirketler çıkardığı için savaşların da niteliği değişti. Günümüz savaşları örtülü, sinsi, namertçe ve bitmeyen savaşlar olarak planlanıyor.

Eski savaşlarda ganimet alınır ve biterdi ancak günümüz savaşlarında sürekli sömürmek, sürekli köleleştirmek anlayışı hâkim.

Eski savaşlar dini temellere ve getirilere dayalı iken günümüz savaşları ekonomik ve siyasi temellere dayanıyor. En azından birinci öncelik olarak bu argümanlar ortaya çıkıyor.

Tarih bugünleri yazarken içinde bulunduğu güne şükür mü edecek yoksa eskiye özlem mi duyacak bilinmez ama bizlerin eski dünyaya daha meyilli olduğumuz aşikâr. İçimizden bazılarının savaşsız bir dünya tercihi yapamaz mıyız dediğini duyuyorum ama sorunuz temenni, cevap ise yaşanan geçmişin hakikatlerinden ibaret kalıyor.

Zamanın içinde bir dehliz açarak arkaya ve öne baktığımızda, yaşananların yaşanacakların göstergesi olduğu hakikatinden kaçamıyoruz.

Her birey devrini yaşayıp göçüyor. Doğum ve ölümün varlık ve yokluk hicretine dönüşmesini izliyor. Anlam kattığı değerler ona kim olduğunu söylüyor.

İnsanlık için üretilen değerlerden hangileri sizi tanımlıyor?

Adalet Zulüm

Eşitlik Sınıfcılık

Hürriyet Esaret

Merhamet Eziyet

Hoşgörü Tahammülsüzlük

Sevgi-Saygı Kin-Nefret

Dayanışma-Yardımlaşma Bireysellik

İşte bütün mesele sizi siz yapan değerleri belirlemenizden geçiyor. Aksi takdirde insana varlık da yokluk da yetmiyor. Dostlarınızı var edip tüm düşmanlarınızı yok etseniz de siz siz olmadıktan sonra huzuru da bulamıyorsunuz.

Alternatif düşünceler üretmek, hamleci olmak, mevcudu daha iyiye taşıyabilmek ve bütün bunları yaparken inandığı kutsallarına atıfta bulunmak, Dayanak ve hedef mefkûrelerini izah ediyor. Bugün siyasetin tıkanmışlığını aşmanın yolu da alternatif siyaset üretmekten geçiyor. Toplum kendi çözümünü içerisinden çıkarmadıkça, devşirmelerin saltanatı bitmeyecektir. Toplum ortak akılcılık yöntemi ile daha müreffeh hayata ulaşmanın değneğini kendisi biçecektir. Bu anlamda toplum üretken olmadığı, adalet ve liyakat terazisine sahip çıkmadığı sürece sorunlarının hak ölçüsünde çözümü için de netice beklemesin.

Saygılarımla

Selim Bilâl