HATAY ERİVAN HATTINDA, PKK/PYD VE ABD


Güneyimizdeki Haritaya baktığınız zaman ne görüyorsunuz? 

Suriye ile sınırdaş olan ilimiz Hatay,  bu ilimizin hemen doğusu Suriye toprakları. Afrin diye bilinen bu Suriye topraklarında PYD yani ABD hakim. 
Afrin ile Fırat nehri arasında kalan bölge ise şu anda kısmen ÖSÖ ve kısmen de DEAŞ kontrolünde. Fırat’ın doğusunda yine ABD işgalini görüyoruz. 
ABD ve şürekası Suriye’nin kuzeydoğusundan başlayarak tüm kuzey Suriye’yi kapsayacak şekilde bir Kürt devleti kurma hedefiyle sürekli saldırıyor, silah indiriyor, üs kuruyor. Bütün bunları yaparken de Türkiye müdahale etmesin diye ülkemiz üzerinde çok çeşitli hain planlar geliştirip uyguluyor. 15 temmuz da bu eylemlerden sadece birisidir.
Haritaya tekrar dönelim. Hatay’ın güneyinde yine Suriye toprakları var ve bu topraklarda her ne kadar Türkmenler bulunsa da esed rejimi Rusya’nın bombardıman desteği ile bu bölgeyi işgal etmiş durumda. Yani Hatay’ın güneyi Rusya’nın elinde.
Kantonları birleştirmek için sürekli deaş ile pyd yi kullanarak saldıran ABD, Akdenize nereden açılacak?
Açılacağı yer belli. HATAY. Çünkü Hatay’ın alt tarafı tamamen RUS işgalinde. ABD Rusya ile karşı karşıya gelmek istemediğini her fırsatta belli ediyor. Zaten aralarında gizli anlaşmalar da mevcut. Onlar kendilerince Suriye’yi paylaşmış durumdalar.
Bu durumda ABD’nin kurmaya çalıştığı yeni devletimsi Akdenize sadece ve sadece Hatay’dan açılabilir.
ERMENİ-KÜRT DEVLETİ KURMA ÇABALARI
Bunu 2 yıl önce bu köşede yazmıştım. Ermenistan’dan başlayan hat, Hatay’dan Akdenize açılacak diye. Ermeni-Kürt devleti kurma planları çerçevesinde operasyon devam ediyor.
Akdenize Hatay üzerinden açılmayı planlayan ABD ve müttefiklerinin ( İngiltere, İsrail) bunu yaparken Türkiye ile anlaşma içerisinde olmayacağı kesin. Bu bölgeyi de Türkiye’den koparıp işgal etme peşindeler. 
Hatay’da Nusayri Alevilik ile Sünniler arasında çatışma çıkarmak için CIA ve MOSSAD ajanları o bölgede cirit atıyor. Ayrıca Hatay’ın Amanos dağlarına kadar uzanan terör faaliyetleri ile pkk ve pyd bölgeyi sürekli gergin tutmayı başarıyor. 
Hedefte Hatayı işgal hareketi var. Bunun olabilmesi için Türkiye’nin çok güçsüz yakalanması gerekiyor. Ya da güçsüzleştirilmesi. 1938 yılında ülkemize katılan Hata’yı 2038 e kadar tekrar elimizden almayı hedefliyorlar. ( Küçük Plan)
Şeytan üçgeni diye tabir ettiğimiz ABD, İngiltere, İsrail üçlüsü amaçlarına ulaşmak için durmayacaklar. 15 temmuzdaki ilk cephe savaşını kaybetmiş olabilirler ama bu savaşın bittiği anlamına gelmiyor.
Çizdikleri harita içerisinde KARS, Ardahan, Erzurum, Van, Ağrı illerini de içine alan ve neredeyse tüm doğu ve güneydoğu Anadolu topraklarını içine alan bir bölge Türkiye’den, 
36. paralelin üstünü kapsayacak şekilde Musul ve Kerkük şehirlerini de içine alan bir bölge Irak’tan,
Aynı paralel çizgisi nivosundan hareketle kobaniden afrine kadar olan bölge Suriye’den,
Ve son olarak da Akdeniz kapısı olarak gördükleri Hatay’ı Türkiye’den koparacaklar. Hayat aynı zamanda Adana İncirliğe de çok yakın. Orayı da işgal alanına katmaları kuvvetle muhtemel.
Baktığınız zaman şeytan üçgeninin bu işgal hareketi büyük oranda Türkiye’nin işgali anlamına geliyor. Hal böyle iken İstanbul’un ya da Ankara’nın işgal edilmeyeceğinin, İzmir’in yunana verilmeyeceğinin de bir garantisi olamaz. 
Son fetö operasyonlarında kaçan fetöcü teröristlerin Yunanistan’a sığındıkları ortada ve çipras ne derse desin o teröristleri Yunanistan Türkiye’ye iade etmeyecek. Tıpkı ABD’nin fetullahı iade etmeyeceği gibi.
Birinci dünya savaşından 100 yıl sonra ülkemiz tekrar işgal edilmek isteniyor. 
( Büyük Plan) Bu ortamda birlik ve beraberliğe olan ihtiyaç her zamankinden bin kat daha fazla.
ABD- İngiltere-İsrail = Şeytan Üçgeni
Almanya ABD’nin uydusu, İran Rusya’nın ve Fransa Vatikan’ın 
BÜTÜN BİR TÜRK-İSLAM COĞRAFYASI İŞGAL EDİLİYOR
Ortam iyi görünmüyor. Türkiye yalnız kalmış durumda. Neredeyse tüm arap memleketleri batının işgali altında ve yöneticileri maalesef batı kokartlı.
Kürtleri bize düşman etmeyi neredeyse başardılar. Mısır yine İngiliz mandasına girdi. Kuzey Afrika’daki tüm Müslüman coğrafya perişan edilmiş, sindirilmiş durumda. Afganistan zaten İşgal edilmiş, Pakistan darbelerden belini doğrultamıyor bir de belalısı Hindistan var.
Eeee kaldık iki tavuk bir horoz. Elde ne var ne yok muhasebe yapma zamanı. İnsan ve silah envanterini çıkarıp hazır etme zamanı. Silah sanayini geliştirip kendi savunmamızı yapar hale gelme zamanı. Acil kodludur, bekleme yapmak tehlikelidir.
Şeytan üçgeni işgal için her an tekrar saldırıya geçebilir. ABD, İngiltere ve İsrail büyükelçilikleri Türkiyeyi karış karış dolaşıp fitne çıkarmak için aşiretlerle görüşüyorlar. Hem içerden hem dışardan saldırı hazırlığı kesindir.
ÇOK YAKINDA ÜLKEMİZE SALDIRACAKLAR
Bu ortamda Türkiye’nin Fırat Kalkanı operasyonu şeytan üçgenini hesaplarını biraz karıştırsa da tam anlamıyla önleyici bir hareket olması mümkün değildir. Hele hele ABD nin Rakka operasyonu tuzağına düşmenin hiç alemi yoktur.  Halep ( Aleppo) dahil Halebe kadar olan bölgenin kontrol altına alınması şu an için yeterli olacaktır. Gücümüzü topladığımızda diğer noktalara tekrar yönelebiliriz plan ve program çerçevesinde.
İç ve dış savunmamızın önemi bir kez daha ortada. İncirlik üssünün ve Diyarbekir havalimanının şeytan üçgenine kullandırılıp kullandırılmaması hususunu yukarıda izah ettiğimiz perspektiften tekrar ele almalıyız. Çekingen davranıp ABD ve müttefiklerini içimizde tutmaya devam etmemiz çok tehlikeli. Onların işgal planlarında bu üslerin çok büyük önemi var. Bu yüzden TSK ve Milli Güvenlik kurulunun bu konuyu tekrar ele almasının faydalı olacağını düşünüyorum.
Fırat Kalkanı operasyonunu sahiplenmeye çalışan ABD’nin operasyona sızması engellenmelidir. Tıpkı özelleştirip kapattıkları şirketlerimiz gibi operasyonu önce elde edip sonra fişini çekme peşindeler. 
Rusya ile menfaatlerin örtüştüğü noktalarda işbirliği yapılarak ÖSÖ güçlerine saldırılarını engellemek gerekiyor. Bunun için de ABD nin Rusya ile yapmış olduğu anlaşmayı rafa kaldıracak olan bir anlaşmayı Ruslarla yapmak gerekiyor. Rusların Suriye’deki varlıklarını garanti altına almadıkça ABD nin projelerini engellemek  kısa vadede zor görünüyor. Uzun vadede Rusya Suriye’den kendiliğinden çekilebilir ihtimali var. Aynı şey ABD için söz konusu bile değil.
Selim Bilal....