KARLOV SUİKASTI

Fetö ile birçok bağlantısı basın tarafından aktarılan suikastçi polis Mevlüt Mert Altıntaş olay yerinde vurularak etkisiz hale getirildi.

Büyükelçi Andrey Karlov’un vücuduna 9 kurşun isabet etti.

Saldırganın neden hemen öldürüldüğü sorusuna; “ Zamanla yarışıyorduk, büyükelçinin yaşama ihtimaline karşı onu bir an önce hastaneye yetiştirmeliydik, eğer saldırganın mermisinin bitmesini bekleseydik çok geç olabilirdi” diye cevap veriliyor.

Saldırgan Altıntaş, büyükelçi Karlov’u arkadan kahpece vurdu. Yani bir Türk’ün adamlığına sığmayacak şekilde bir saldırı tipi.

Saldırgan 94 doğumlu ve sadece 23 yaşında. Polis okulundan 2014 yılında mezun olmuş ve Ankara’da ailesinden ayrı olarak bir arkadaşıyla yaşayan bir çevik kuvvet polisi. Himmet paralarıyla okulunu bitirdiği iddia edilen suikastçının hangi amaçla bu saldırıyı gerçekleştirdiği çok kısa zamanda ortaya çıkarılacaktır.

Tüm bağlantılarının çok detaylı şekilde araştırıldığı saldırıya 18 kişilik Rus araştırma ekibi de dâhil oldu.

Suikastçi Altıntaş’ın saldırıyı gerçekleştirmek için suikast yerinin hemen arkasında bulunan bir otele yerleştiği ve hazırlıklarını burada yaptığı belirtilen diğer bilgiler arasında.

Kamuoyunun sık sorduğu sorulardan biri de suikastçının bu kadar kolay içeriye nasıl girdiği idi. Suikastçının içeriye polis kimliğini göstererek ve güvenlik amacıyla orada olduğunu söyleyerek girdiği iddia ediliyor. Ancak sonrasında içerde tam da büyükelçinin en savunmasız olduğu yerde, arkasında pusuya yatması olağanüstü bir güvenlik açığının da göstergesi olarak belirtiliyor.

Belinden silahı çekip, ağzına mermi veriyor ve direk büyükelçinin üzerine kurşunları boşaltıyor. İşi şansa bırakmıyor. Tam dokuz kurşun Karlov’un vücuduna isabet ediyor ve maalesef kendisi hayatını kaybediyor.

Sonrasında ise yaşanan olaylar suikastçının içeride vurularak etkisiz hale getirilmesi olarak ortaya çıkıyor.

Suikastçı Altıntaş’ın kimin adamı olduğu mutlaka ortaya çıkarılacaktır. Ancak ondan önce yapılan bu suikastın amacının ne olabileceği konusunda tahlillere ihtiyaç vardır. Çünkü 350 milyonluk Rusya Federasyonu ile sonsuza dek dost olarak yaşamak elbette ki hem Devlet hem de Millet olarak arzu ettiğimiz bir gerçektir. İşte bu yüzden de yapılması gereken bu saldırının gerçek amaçlarının ne olduğunu iyi irdelemektir.

Birincisi bu suikast ile ilk etapta planlananın İslam düşmanlığı olduğu suikastçının ağzından çıkan cümlelerde saklıdır. Besmele çekerek saldırısına başlayıp dualarla naralar atması ve ardından da Suriye ve Halep’te yaşananları hatırlatması işte tam da bu İslam düşmanlığı yaratmak amacının bir sonucudur.

İkinci gerçek ve büyük amacı, Rusya ile Türkiye arasında onarılamaz krizler çıkartmaktır.

Üçüncü olarak, iki ülke Cumhurbaşkanları arasında kurulan dostluk köprüsünü yıkarak düşmanlık mayınları döşemektir.

Dördüncüsü Halep’te yaşanan son saldırılardan sonra Esed rejiminin ve İran milislerinin yaptığı katliamlardan kaçmak isteyen insanların Halep kuşatmasından kurtulabilmesi ve bir katliamın önlenmesinin önüne engel çıkarmak,

Halep’te tahliyeleri engelleyerek çok derin insanlık dramları oluşmasına sebep olmak, ardından şii sünni mezhep çatışmasını savaşa dönüştürebilmek amaçlanıyor.

Türkiye’nin yönünü doğuya çevirmesine engel olmak,

Türkiye’nin Şangay ekonomik örgütü ile temasa geçmesini engellemek,

Türkiye’yi bölmek ve yok etmek için kurulmuş olan plan çerçevesinde 15 Temmuzda başaramadıkları darbe ve işgal hareketini, ekonomik baskılarla kıramadıkları Türk direncini ve bombalı saldırılarla yıldıramadıkları vatanperverleri dış baskılara mazur bırakarak yıldırmak için misafirlerimize saldırıyorlar.

Tüm bu operasyonları yapanların ortadoğudaki en önemli ve büyük hedefi Türkiye'yi yoketmektir. Sadece bir kürt devleti kurmakla kalmayıp Türkiye'yi de bölerek devletçiklere dönüştürmek ve teba yapmak arzusu ile yanıp tutuşan küreselcilerin sahneledikleri bitmek bilmez oyunlardır.

Nasıl ki Halep’te ve Suriye’de yapılan katliamlara sessiz kalmadıysak bu yapılan kahpe saldırıya da sessiz kalamayız.

Birliğimize ve geleceğimize kurşun sıkan bu suikastçının amaçladığı şeylerin yanı sıra kendiliğinden ortaya çıkan sonuçlar da olmaktadır.

Suriye ve Halep’te Türkiye’nin pazarlık gücünü kıran bir saldırıdır bu.

Aynı zamanda Türkiye’nin içyapısını dışa açmak zorunda bırakıldığı bir suikast. Şu anda Rusyadan 18 kişilik bir teknik heyet soruşturmaya dahil olmuş durumda.

Bu suikast ülkemizin Nato, ABD ve Avrupa birliği gibi bugüne kadar birlikte hareket ettiği batıdan iyice uzaklaşmasını tetikleyecek niteliktedir.

Neresinden tutsanız elinizde kalacak bir eylem.

Allah yapanları ve yaptıranları millet adına kahru perişan etsin.

Dünyadaki tüm zalimleri ve eylemlerini kınıyor, İnsanlık adına zulümüz ve zulümden ölümsüz bir gelecek temenni ediyorum.

Selim Bilal